Evrenin nasıl yaratıldığı, her medeniyetin kendi düşünüşüne göre
oluşturduğu yaratılış mitolojisinde anlatılır. Bu yaratılış mitolojilerinde
tanrılar, insanlar, doğanın başlangıcı belli bir sistem içerisinde anlatılır.
(Bu konunun videosunu youtube kanalımda izleyebilirsiniz.)
Sümerler; evrenin doğası, kökeni ve işleyiş düzeni hakkında düşünceler
ortaya koymuşlardır. Bu konu “Gılgamış, Enkidu ve Ölüler Diyarı” adlı Sümer
şiirinin giriş bölümünde şöyle anlatılmaktadır:
Gök yerden uzaklaştıktan sonra,
Yer gökten ayrıldıktan sonra,
İnsanın adı konduktan sonra,
Anu göğü ele geçirdikten sonra,
Enlil yeri ele geçirdikten sonra, şiir bu şekilde devam etmektedir. Şiirden
anlaşıldığı üzere başlangıçta bütün olan gök ve yer birbirlerinden ayrıldı ve
sonra da insanın yaratıldı. Şimdi Sümerlerin evrenin yaratılması konusundaki
düşüncelerine daha yakından bakalım…
Sümerler, Evren kelimesinin yerine An-Kİ (yer gök) kelimesini
kullanmışlardır. Yeri düz yassı bir disk olarak, göğü ise
üstten ve alttan kubbe biçiminde katı bir yüzeyle örtülü çukur bir yer olarak
düşünmüşlerdir.
Sümerlilere göre, evrenin bir başlangıcı vardır ve bu başlangıç en eski ve
ulu bir denizdir. Bu ilksel denizin başlangıcı ve meydana çıkışı hakkında
herhangi bir bilgi yoktur. Sümerliler, denizin ezeli ve ebedi olduğunu kabul
etmişlerdir. Bu ilksel deniz, gök ve yeri bir arada tutan bir evren dağını
meydana getirmiştir. Tanrı AN (Gök) erkek ve Ki (Yer) dişidir. Onların
birleşmesinden hava tanrısı Enlil doğmuş ve Enlil, ilk doğduğunda kendini
zifiri karanlığın hakim olduğu, gökyüzü ve yeryüzü tarafından oluşturulan evde
bulur. Enlil, karanlığı aydınlatması için Ay tanrısı Nanna’ya yaşam verir. Daha
sonra Enlil, yeri gökten ayırır. Baba An, göğü alıp götürürken; Enlil de annesi
olan yeryüzünü alır. Enlil’in annesi olan yeryüzünü almasıyla evrenin düzenlenmesi
işlemi başlar. Ay Tanrısı Nanna, Güneş tanrısı Utu’ya yaşam verir. Böylece
göklerin aydınlatılması görevi, ay tanrısı Nanna ile güneş tanrısı Utu ve öteki
gezegen ve yıldızlara verilir. Su Tanrısı Enki, yeryüzünü bitki ve
hayvanlarla donatır.
Sümerler, yeri düz bir daire şeklinde, göğü de alttan üstte yekpare bir
kubbe ile sınırlandırılmış bir boşluk olarak kabul ediyorlardı. Gök ile yer
arasında rüzgar anlamına gelen lil maddesi vardı. Bu dağılıp yayılabiliyordu.
Bu madde günümüzdeki atmosfer gibiydi. Güneş, ay, gezegenler ve yıldızların
hepsi atmosfer gibi aynı maddeden oluşmuşlar ve bir ışık gücüyle
donatılmışlardı. Sümerlere göre evrenin esas parçaları gök ve yer, deniz ve
atmosferdir.
SÜMER MİTOLOJİSİNDE İNSANIN YARADILIŞI
Sümer mitolojisine
göre insanlar, tanrılara hizmet ederek ekmeklerini onlar için
çıkarmasını sağlama amacıyla yaratıldılar. Tanrılar, kendileri için çalışmakta
çok zorlanırlar ve aynı zamanda bilgelik tanrısı olan Enki’den yardım isterler.
Ancak Enki, derin bir uykudadır ve onların bu isteğini duymaz. Bunun üzerine
bütün tanrıları doğuran ana ilksel deniz, tanrıların gözyaşlarını Enki’ye
getirir ve şöyle seslenir:
“Ey oğul, kalk yatağından, ….dan bilgeliğini göster,
Tanrılara hizmetkarlar biçimle, onların ….onlar üretsin.”
Bunun üzerine Enki; denizin kilini yoğurur ve ona şekil vermesi için
Ninhursag’dan yardım ister. Kırık durumda olduğundan okunamayan birkaç dizeden
sonra şiir, Enki’nin insan yaratılışı şerefine düzenlediği bir yemeğe geçer.
Burada çok fazla şarap içerek sarhoş olan Enki ve Ninhursag altı değişik tip
için kili yoğurur, şekillendirir ve yazgılarını belirler. Ne yazık ki sadece
iki tanesi ile ilgili okunabilmektedir ve her ikisi de o akşam yaratılan
kusurlu insanlardan bahsetmektir. Özellikle Enki’nin şekillendirdiği bir tanesi
cinsiyetsizdir.
Bunun bir farklı versiyonu “Sığır ve Tahıl” mitinin
girişinde anlatılır. Buna göre Hava tanrısı olan Enlil tanrılara hizmet etmesi
için iki tanrı yaratır. Bunlar tahıl tanrıçası Aşnan ile sığır tanrısı Lahar'dır.
Daha sonra bu iki tanrı birbirine girerler. Hizmet alamayan tanrılar,
yeryüzündeki işleri yapmaktan bıkarlar ve Enki'ye şikayet ederler. Uyuya
kaldığı için hiç bir şeyden haberi olmayan Enki, tanrıça Nammu ve doğum tanrısı
Ninmah'a insanı yaratması emrini verir. Ninmah ve Nammu "derin suların
üzerindeki" "balçığı" kararak şekil bakımından tanrı fakat
ölümlü olan insanı yaratır. İnsanın yaratılması şerefine şölende bütün tanrılar
içerek sarhoş olurlar. Bundan dolayı yaratılan insanlar kusurlu olunca Enki
fani ama ölümsüzlerin kuvvetine sahip, insan şekli verilen, kilden Adapa’yı
yaratır. Adapa ya da Adamu, ayartılan ilk insandır ve Sümer kral listesinde
ulusun ilk lideri olarak geçer. Evrenin tüm bilgisinin üçte biri Enki
tarafından ona öğretilir.
Bu farklı iki versiyonun ortak noktası Sümer
mitolojisinde insan, tanrıların ihtiyacını karşılamak amacıyla tanrı biçiminde
ve çamurdan yaratılmıştır. Bu nedenle Sümerler, oldukça dindar bir toplumdur ve
ana amaçları tanrılarını memnun etmektir.
(Beğenmeyi ve paylaşmayı unutmayınız.)
Kaynaklar:
Kramer, S. (1995). Tarih Sümerle Başlar,(çev. M. İlmiye Çığ). TTK Yay., Ankara.
Kramer, S. N. (2001). Sümer Mitolojisi,(çev. M. İlmiye Çığ). Kabalcı Yayınevi. İstanbul.
Kramer, S. N. (2001). Sümer Mitolojisi,(çev. M. İlmiye Çığ). Kabalcı Yayınevi. İstanbul.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder