İnsanlık tarihine bakıldığında su ve suyun sağlanması önemli sorunların başında gelmiştir. Tarihte ilk yerleşimlere bakıldığında bunların su kaynaklarının yakınlarına kuruldukları görülür. Zaman içinde insan nüfusundaki artışlar, beraberinde su kaynaklarının gözden geçirilmesini gerektirmiştir. Şehirlerin yakınlarındaki su kaynaklarının kirlenmesi ve aşırı nüfus artışı, temiz su kaynaklarına erişim sağlanmasını gündeme getirmiş ve şehirlerden uzakta bulunan bu temiz suyun yapılan suyolları ile şehirlere getirilmesini sağlanmıştır. Şehirlere uzak yerlerden getirilen bu temiz suyun saklanması için açık ve kapalı olmak üzere su depoları yapılmış. Su sistemleri alanında gelişen mimari ile ilk sarnıçlar bu şekilde ortaya çıkmıştır.
Özellikle Roma İmparatorluğu
döneminde gelişen su teknolojisi sayesinde uzak diyarlardan getirilen suyun
depolanması için çok sayıda sarnıç inşa edilmiştir. Üç tarafı denizlerle
çevrili olan İstanbul’un tarihi yarımadası da su kaynakları bakımından yetersiz
olduğundan uzaklardan su yolları ile getirilen suyun depolanması için çok
sayıda sarnıç yapılmış. Özellikle Bizans zamanında İstanbul’da yüzlerce sarnıç inşa
edildiği biliniyor. Ancak bunların büyük bir bölümü zaman için tahrip olmuş ve
günümüze ya yıkık dökük gelmiş ya da hiç gelememiştir. Günümüze ulaşan
sarnıçlardan Yerebatan ve Binbirdirek sarnıçları çok iyi bilinirken çeşitli restorasyonlar
sonrası ziyarete açılmış sarnıçlardan bazıları çok fazla bilinmiyor. Bu videoda
İstanbul’un Fatih ilçesi içinde kalan tarihi yarımadada sağlam durumda olup
ziyaretçilerini bekleyen sarnıçlar ele alınacaktır. Hadi başlayalım.
Nakilbent
Sarnıcı
Sultanahmet’te bulunan
bu sarnıç Hipodrom alanının güneyinde Sultanahmet Camisinin arkasında Nakilbent
sokağındadır. Burada bulunan Nakkaş halıcılık binasının altında yer alır ve
mağazadan geçerek buraya inilir. Nakilbent sarnıcının, Konstantinopolis su
sisteminin bir parçası olarak 6. Yyda inşa edildiği düşünülmektedir. Bizans
sonrası Osmanlı döneminde de farklı amaçlarla kullanılan sarnıç yapılan
restorasyon çalışmalarının ardından 2005 yılında ziyarete açılmıştır. İçeride
Bizans ve sonrası dönemlere ait önemli bilgilerin yer aldığı sergiler bulunuyor.
Ayrıca farklı sergiler de düzenlenmektedir.
Şerefiye
Sarnıcı
İstanbul’un Çemberlitaş
semti, Binbirdirek Mahallesi Piyerloti Caddesi üzerinde bulunan Şerefiye
Sarnıcı, 428 ve 443 tarihleri arasında İmparator II. Theodosius tarafından,
Bozdoğan Kemeri vasıtasıyla su depolamasını sağlamak amacıyla inşa edilmiş.
Sarnıç, 4. yüzyılda yapılan Binbirdirek Sarnıcı ve daha sonra 6. yüzyılda
yaptırılan Yerebatan Sarnıcı ile birlikte İstanbul’un su ihtiyacını yüzyıllar
boyu sağlayan su deposu görevini üstlenmiş.
Şerefiye Sarnıcı yaklaşık 45x25 metre
alana sahip ve 9 metre yüksekliğindedir. Toplam 32 adet mermer kolon tarafından
desteklenen çatısıyla Şerefiye Sarnıcı, Constantinus ve Theodosius olarak da
isimlendirilir. Aynı zamanda sarnıç Binbirdirek Sarnıcı’na bağlantılıdır.
Üzerinde bulunan Eminönü Belediyesi
binasının 2010 yılında yıkımı yapılmış ve çok fazla bilinmeyen sarnıç gün
yüzüne çıkarılmıştır. Şerefiye Sarnıcını, her gün 09.00- 18.30 saatleri
arasında ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca her cumartesi saat 18.00’de akustik
konserler verilmektedir.
Nuruosmaniye
Sarnıcı
Çemberlitaş’ta bulunan
sarnıç, Nuruosmaniye Cami restorasyonu sırasında fark edilir. Yapılan
çalışmalarda sarnıçtan 420 kamyon balçık çıkarılır. Ortaya çıkan sarnıcın
sağlamlığı ise görenleri şaşkına çevirir. 18 metre derinliğe ulaşan sarnıçta
kullanılan 270 meşe direği bile hiç zarar görmeden günümüze kadar geldiği
görülür. 2 bin 42 mkarelik alanda 12si oda toplam 19 bölge ve kuyu ortaya çıkarılmış. Çalışmalar
bittikten sonra 2018 yılında Yeditepe bienali burada yapılarak açılışı
yapılmıştır.
Sultan
Sarnıcı
Fatih ilçesinde Ali
Kuşçu mahallesinde bulunan Sulatan Sarnıcı, İstanbul’un en büyük kapalı
sarnıçlarından biridir ve 4. yylın sonlarına doğru I. Theodosius döneminde
yapıldığı sanılıyor. Bu sarnıç dikdörtgen planlı yapılmış. Ana mekanı düzenli
aralıklarla yerleştirilmiş yedisi granit, yirmi biri beyaz mermer olan 28 adet
korint başlı sütunla beş deş dikdörtgen bölüme ayrılmış.
Bizans döneminde önemli
bir yere sahip olan sarnıç, Osmanlı döneminde eski değerini yitirerek uzun süre
kullanım dışı kalmış. Daha sonra iplikçiler ve marangozlar için atölye görevini
üstlenen sarnıç zamanla tahrip olarak unutulmuş. 2000 yılında Sarnıç Turizm
tarafından restore edilmeye başlanan sarnıçtaki çalışmalar yedi yıl sürmüş ve
2007’den itibaren kongre, seminer, konferans, düğün gibi etkinliklere ev
sahipliği yapmaya devam ediyor.
Zeyrek Sarnıcı
Fatih’te Cibali Mahallesindeki Fatih
Bulvarı kenarında yer alan ve Üç cephesi toprak üstünde olan Zeyrek
Sarnıcı, 1105’li yıllara uzanan bir
geçmişe sahip. Pantokrator manastırı ile
birlikte inşa edilen sarnıç Pantokrator olarak da adlandırılmaktadır. 61x25 lik
dış ölçülere sahip olan Sarnıcın iç alanı 900 m2dir. Bu sarnıç, Osmanlı
döneminde de 18.yyla kadar kullanılmış ancak sonra bilinmeyen bir nedenden
kurumuştur. Zaman içinde tonozlarla dolmuş, bunun yanında dışarıda kalan
yüzeyine pencereler açılarak ev olarak kullanılmış. 2006 yılında restarosyana
alınan sarnıç, 2012 yılında bitirilerek ziyarete açılmıştır.
(Youtube kanalıma abone olarak video halini de izleyebilirsiniz.)
(Youtube kanalıma abone olarak video halini de izleyebilirsiniz.)
Çok değerli bilgileriniz ve yazınız teşekkür ederiz.
YanıtlaSilRica ederim, İstanbul'da olanların ya da ziyarete geleceklerin gezebileceği güzel tarihi mekanlar buralar. Bu nedenle paylaşmak istedim :)
Sil