Taşkınbilgist: İSTANBUL'UN GİZLİ KALMIŞ YERALTI SARNIÇLARI

14 Temmuz 2019 Pazar

İSTANBUL'UN GİZLİ KALMIŞ YERALTI SARNIÇLARI




İnsanlık tarihine bakıldığında su ve suyun sağlanması önemli sorunların başında gelmiştir. Tarihte ilk yerleşimlere bakıldığında bunların su kaynaklarının yakınlarına kuruldukları görülür. Zaman içinde insan nüfusundaki artışlar, beraberinde su kaynaklarının gözden geçirilmesini gerektirmiştir. Şehirlerin yakınlarındaki su kaynaklarının kirlenmesi ve aşırı nüfus artışı, temiz su kaynaklarına erişim sağlanmasını gündeme getirmiş ve şehirlerden uzakta bulunan bu temiz suyun yapılan suyolları ile şehirlere getirilmesini sağlanmıştır. Şehirlere uzak yerlerden getirilen bu temiz suyun saklanması için açık ve kapalı olmak üzere su depoları yapılmış. Su sistemleri alanında gelişen mimari ile ilk sarnıçlar bu şekilde ortaya çıkmıştır.



Özellikle Roma İmparatorluğu döneminde gelişen su teknolojisi sayesinde uzak diyarlardan getirilen suyun depolanması için çok sayıda sarnıç inşa edilmiştir. Üç tarafı denizlerle çevrili olan İstanbul’un tarihi yarımadası da su kaynakları bakımından yetersiz olduğundan uzaklardan su yolları ile getirilen suyun depolanması için çok sayıda sarnıç yapılmış. Özellikle Bizans zamanında İstanbul’da yüzlerce sarnıç inşa edildiği biliniyor. Ancak bunların büyük bir bölümü zaman için tahrip olmuş ve günümüze ya yıkık dökük gelmiş ya da hiç gelememiştir. Günümüze ulaşan sarnıçlardan Yerebatan ve Binbirdirek sarnıçları çok iyi bilinirken çeşitli restorasyonlar sonrası ziyarete açılmış sarnıçlardan bazıları çok fazla bilinmiyor. Bu videoda İstanbul’un Fatih ilçesi içinde kalan tarihi yarımadada sağlam durumda olup ziyaretçilerini bekleyen sarnıçlar ele alınacaktır.   Hadi başlayalım.


Nakilbent Sarnıcı




Sultanahmet’te bulunan bu sarnıç Hipodrom alanının güneyinde Sultanahmet Camisinin arkasında Nakilbent sokağındadır. Burada bulunan Nakkaş halıcılık binasının altında yer alır ve mağazadan geçerek buraya inilir. Nakilbent sarnıcının, Konstantinopolis su sisteminin bir parçası olarak 6. Yyda inşa edildiği düşünülmektedir. Bizans sonrası Osmanlı döneminde de farklı amaçlarla kullanılan sarnıç yapılan restorasyon çalışmalarının ardından 2005 yılında ziyarete açılmıştır. İçeride Bizans ve sonrası dönemlere ait önemli bilgilerin yer aldığı sergiler bulunuyor. Ayrıca farklı sergiler de düzenlenmektedir.


Şerefiye Sarnıcı





İstanbul’un Çemberlitaş semti, Binbirdirek Mahallesi Piyerloti Caddesi üzerinde bulunan Şerefiye Sarnıcı, 428 ve 443 tarihleri arasında İmparator II. Theodosius tarafından, Bozdoğan Kemeri vasıtasıyla su depolamasını sağlamak amacıyla inşa edilmiş. Sarnıç, 4. yüzyılda yapılan Binbirdirek Sarnıcı ve daha sonra 6. yüzyılda yaptırılan Yerebatan Sarnıcı ile birlikte İstanbul’un su ihtiyacını yüzyıllar boyu sağlayan su deposu görevini üstlenmiş.

Şerefiye Sarnıcı yaklaşık 45x25 metre alana sahip ve 9 metre yüksekliğindedir. Toplam 32 adet mermer kolon tarafından desteklenen çatısıyla Şerefiye Sarnıcı, Constantinus ve Theodosius olarak da isimlendirilir. Aynı zamanda sarnıç Binbirdirek Sarnıcı’na bağlantılıdır.

Üzerinde bulunan Eminönü Belediyesi binasının 2010 yılında yıkımı yapılmış ve çok fazla bilinmeyen sarnıç gün yüzüne çıkarılmıştır. Şerefiye Sarnıcını, her gün 09.00- 18.30 saatleri arasında ziyaret edebilirsiniz. Ayrıca her cumartesi saat 18.00’de akustik konserler verilmektedir.


Nuruosmaniye Sarnıcı





Çemberlitaş’ta bulunan sarnıç, Nuruosmaniye Cami restorasyonu sırasında fark edilir. Yapılan çalışmalarda sarnıçtan 420 kamyon balçık çıkarılır. Ortaya çıkan sarnıcın sağlamlığı ise görenleri şaşkına çevirir. 18 metre derinliğe ulaşan sarnıçta kullanılan 270 meşe direği bile hiç zarar görmeden günümüze kadar geldiği görülür. 2 bin 42 mkarelik alanda 12si oda toplam 19  bölge ve kuyu ortaya çıkarılmış. Çalışmalar bittikten sonra 2018 yılında Yeditepe bienali burada yapılarak açılışı yapılmıştır.



Sultan Sarnıcı





Fatih ilçesinde Ali Kuşçu mahallesinde bulunan Sulatan Sarnıcı, İstanbul’un en büyük kapalı sarnıçlarından biridir ve 4. yylın sonlarına doğru I. Theodosius döneminde yapıldığı sanılıyor. Bu sarnıç dikdörtgen planlı yapılmış. Ana mekanı düzenli aralıklarla yerleştirilmiş yedisi granit, yirmi biri beyaz mermer olan 28 adet korint başlı sütunla beş deş dikdörtgen bölüme ayrılmış.
Bizans döneminde önemli bir yere sahip olan sarnıç, Osmanlı döneminde eski değerini yitirerek uzun süre kullanım dışı kalmış. Daha sonra iplikçiler ve marangozlar için atölye görevini üstlenen sarnıç zamanla tahrip olarak unutulmuş. 2000 yılında Sarnıç Turizm tarafından restore edilmeye başlanan sarnıçtaki çalışmalar yedi yıl sürmüş ve 2007’den itibaren kongre, seminer, konferans, düğün gibi etkinliklere ev sahipliği yapmaya devam ediyor.


Zeyrek Sarnıcı





Fatih’te Cibali Mahallesindeki Fatih Bulvarı kenarında yer alan ve Üç cephesi toprak üstünde olan Zeyrek Sarnıcı,  1105’li yıllara uzanan bir geçmişe sahip.  Pantokrator manastırı ile birlikte inşa edilen sarnıç Pantokrator olarak da adlandırılmaktadır. 61x25 lik dış ölçülere sahip olan Sarnıcın iç alanı 900 m2dir. Bu sarnıç, Osmanlı döneminde de 18.yyla kadar kullanılmış ancak sonra bilinmeyen bir nedenden kurumuştur. Zaman içinde tonozlarla dolmuş, bunun yanında dışarıda kalan yüzeyine pencereler açılarak ev olarak kullanılmış. 2006 yılında restarosyana alınan sarnıç, 2012 yılında bitirilerek ziyarete açılmıştır.


(Youtube kanalıma abone olarak video halini de izleyebilirsiniz.)






2 yorum:

  1. Çok değerli bilgileriniz ve yazınız teşekkür ederiz.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Rica ederim, İstanbul'da olanların ya da ziyarete geleceklerin gezebileceği güzel tarihi mekanlar buralar. Bu nedenle paylaşmak istedim :)

      Sil