Tarihi
çağlar yazıyla, yazı ise Sümerle başlar. İnsanlığa yazıyı kazandıran Sümerler
aynı zamanda bilinen ilk okul sistemini de kurarak her alanda olduğu gibi
eğitim öğretim alanında da öncü oldular.
Arkeolojik
buluntular Sümerler’de yazıya yönelik ilk girişimlerin M.Ö. 3200’lerde ortaya
çıktığını gösteriyor. Bu dönemde ekonomik ve yönetim ihtiyaçlarını karşılamak
için Sümerler, kil tablet üzerine yazı yazmaya giriştiler. Bu ilk girişim
piktograf denilen kaba bir resim yazısı şeklinde oldu. Bu resim yazısıyla soyut
düşüncelerden ziyade basit yönetim kayıtları tutuluyor ve ziggurat adı verilen
tapınakların depolarına getirilen ürünler bu şekilde kayıt altına alınıyordu.
Bu tapınaklara, Sümer halkı ürettiği malları getiriyor ve tapınaktaki rahiplerde
bu ürünleri resmediyordu. Bu döneme ait Mezopotamya’nın güneyindeki Varka’da bulunan
kil tabletlere; sayı ve rakamlardan başka ev, barınak, koyun, keçi, av
hayvanları, çeşitli canlı türleri resmedilmiştir.
![]() |
Piktograf- Resim Yazısı |
Bu
arkaik Sümer yazısı III. Uruk döneminden sonra yavaş yavaş çivi yazısına
evrilmeye başlıyor. Bu ismin verilmesinin nedeni ise tabletler üzerindeki
harflerin çiviye benzemesindendir. Sümerler, önce belirledikleri işaretleri yumuşak
kil tabletlere yazıyorlar, sonra da bu kil tabletleri kurutarak dayanıklı hale
getiriyorlardı.
![]() |
Piktograftan Çivi Yazısına Geçiş |
Başlangıçta
tapınak ve yönetim ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla ortaya çıkan çivi yazısı
sistemi, Cemdet Nasr zamanında genelleşerek bütün Sümer şehirlerinde kullanılır
hale geliyor. Yazı bir süre sonra Sümer toplumunda bir itibar, ayrıcalık ve entelektüel
saygınlık kazanma aracı oluyor.
(Yazının video şeklini izleyebilirsiniz. Kanalıma abone olarak destek vermeyi unutmayınız.)
(Yazının video şeklini izleyebilirsiniz. Kanalıma abone olarak destek vermeyi unutmayınız.)
SÜMERLERDE
EĞİTİM
1902-1903
yıllarında Şuruppak kentinde yapılan kazılarda ortaya çıkarılan M.Ö.
2500’lerden kalma “ders kitapları”, Sümerlerde okulların varlığını ortaya
koyuyor. Bu ders kitaplarının büyük bölümü yönetsel nitelikli ve Sümer ekonomik
yapısının her aşamasını içeriyor. Bu tabletlerden anlaşıldığı kadarıyla
sümerlerde okullara Tablet Evi deniliyordu. Bu okullar genel kanıya göre
zigguratların orta katlarında yer alıyordu. Bu tabletler Sümerlerde çocukların
eğitimine dair önemli bilgiler veriyor.
Sümerlerde
ailede başlayan eğitim, çocuk büyüdükçe giderek çevreye yayıldı. Başlangıçta
sadece ekonomik gerekçelerden ortaya çıkan okuma yazma işlemi, Sümer sosyal
hayatının genişlemesiyle kapsamlı ve planlı bir eğitim öğretim sistemine
dönüşmeye başladı. Ailede başlayan eğitim öğretim faaliyeti zamanla
tapınaklarda daha sonra da özelleşerek okullarda devam etti.
Sümer
okulu başlangıçta mesleki eğitim veren bir okul olarak ortaya çıktı. Tapınak ve
sarayın ekonomik ve yönetsel gereksinimlerini karşılayacak yazmanlar yetiştirmek
amacıyla kuruldu. Sümer okulları var olduğu sürece bu ana amaç hep devam etti.
Ancak zamanla eğitimin yaygınlaşması ve gelişmesiyle, programların genişlemesiyle
birlikte okullar kültür ve bilim merkezleri haline geldi.
Bu
okullarda zamanlarında geçerli olan tanrıbilim, bitkibilim, hayvanbilim,
madenbilimi, coğrafya, matematik, dilbilgisi ve dilbilimi eğitimleri
veriliyordu. Zaman içinde de bu bilimlere katkıda bulunan bilim adamları
yetişerek yeni bilgiler buldular.
Başlangıçta
tapınağa bağlı olan sümer okulu, zaman içinde dinden bağımsız bir kurum haline
geldi ve eğitim programı da oldukça laik bir nitelik kazandı. Bu okullarda
eğitim zorunlu değildi. Ayrıca yalnızca erkek öğrenciler okuyabiliyordu. Kızlar
normal şartlarda okula gönderilmiyor, ev işleriyle meşgul oluyor ya da evde
öğretmen eşliğinde ders alıyorlardı. Öğrencilerin çoğunluğu zengin ailelerin
çocuklarıydı. Bunun nedeni bu okulun gerektirdiği para ve zamanı yoksullar
karşılayamıyordu. Çünkü öğretmenlerin maaşlarını öğrenciler ödüyordu.
Sümer
okulunun başında “okulun babası” denilen Ummia yani uzman veya profesör vardı.
Öğrencilere “okulun oğulları” deniliyordu. Öğretmenlerin yardımcılarına “ağabey”
denilirdi. Öğrencilerin kopyalaması için tabletler yazmak, öğrencilerin
kopyalarını gözden geçirmek ve ezberlerini dinlemek ağabeylerin göreviydi. Bunların
yanında “çizimden sorumlu kişi” ve “Sümerceden sorumlu kişi” gibi öğretim
elemanları da vardı. Okula devamdan sorumlu gözetmenler ve disiplinden sorumlu
“kamçı görevlisi” vardı.
Sümer
okullarının eğitim programlarına ait bilgileri zengin kazı buluntuları ortaya
koyuyor. Sümer okulu eğitim programının başlıca iki bölüme ayrıldığı
anlaşılıyor. Birinci bölüm yarı bilimsel ve eğitici, ikinci bölüm ise edebi ve
yaratıcı bölüm.
Zaman
içinde sümer ders kitapları da giderek bütün hale geldi. Tüm sümer okullarında
okutulan kitaplar tek tip kitaplara dönüştü. Bu kitaplarda ağaç ve kamış, böcek
ve kuşlar da dahil her türden havyan, ülke, kent veya köy, taş ve maden
adlarının uzun listeleri yer alıyordu. Sümerli bilginler çeşitli matematik
tabloları ve çözümleriyle birlikte pek çok ayrıntılı matematik problemi
hazırlamışlardı. Dilbilim alanında ise Sümer dilbilgisi çalışması okul tabletlerinde
çok geniş yer veriliyordu. Uzun isim tamlamaları ve fiil çekimleri listelerinin
yazılı olduğu tabletler çok incelikli bir dilbilgisel yaklaşımı gösteriyor. Edebi
metinlerde ise hepsi şiir şeklinde olan Sümer tanrı ve kahramanlarının
başarılarını ve yiğitliklerini kutlayan konulu şiir biçimindeki mitler ve
destanlar, tanrı ve krallara ilahiler, Sümer kentlerinin yıkılıp yok edilmesine
yazılan ağıtlar, atasözü, fabl ve denemeleri içeren bilgelik yapıtları
şeklindeydi.
Sümer
okullarında dersler güneşin doğuşuyla başlıyor ve batışına kadar sürüyordu. Öğrencilerin
ağır kil tabletlerinden defterleri vardı. Sabah okula gelen öğrenci bir önceki
gün hazırladığı tabletin üstünde çalışırdı. Sonra “ağabey” yani yardımcı
öğretmen öğrencinin kopyalayıp çalışacağı yeni bir tablet hazırlardı. Bu
yardımcı öğretmen ve okulun babası öğrencilerin kopyalarının doğru olup
olmadığına bakarlardı. Ezberlemek öğrencinin ödevinde önemli bir yerdeydi.
Öğrencilerin tabletlerini ezberleyip ezberlemedikleri kontrol edilirdi. Daha
sonra öğretmen eski kopyalardan bir nüsha hazırlıyor, öğrenci de ona bakarak
kopyalama işlemini yapıyordu.
Sümer
okullarında yapılan uzun ve yorucu eğitimin ilk amacı çocuklara okuma yazma
öğretmekti. Okuma yazma öğrendikten sonra ise yapacağı meslekte başarılı
olabilecek ve devlet işlerinde görev yapacak konuma getirmeyi amaçlardı. Bu
okullarda Sümer kral listeleri, dua metinleri ve günlük yaşamın diğer yönleri
çocukları öğretilirdi. Bulunan
tabletlerden anlaşıldığı kadarıyla yazı öğrencilere belli bir formasyon
eşliğinde veriliyordu. Bir hayvanın adı yazılacaksa karşısına resmi
yapılıyordu. Sümer okullarındaki öğretmenler öğrencilerin zoolojiden, tıp
bilimine, sanattan edebiyata ve daha birçok alandaki konuyu bilimsel yöntem ve
sınıflandırmalarla öğretiliyorlardı. Özellikle edebiyat konularına önem
verilmekteydi. Gılgamış Destanını öğrenmek çok önemliydi. Kopyalama yöntemi ile
gerçekleşen Sümer eğitim sistemindeki okullarda matematik, edebiyat,
astronomi, tıp, madencilik, tarım, müzik
önemli derslerin başında geliyordu.
![]() |
Gılgamış Destanı |
Sümer
okullarında ilerlemeci bir eğitim yoktu. Öğretmenler, öğrencilerini iyi
çalışmaları için övme ve teşvik yolunu kullanırken, hatalarında ise sopayı
kullanıyorlardı. Örneğin okula geç gelmek ceza sebebiydi. Cezalar çok katıydı.
Bu okulda dirlik ve düzen için tek yöntemdi. Dolaysıyla öğrencilerin işi
oldukça zordu. Ders yılı boyunca tatillerin nasıl olduğu konusunda bir bulguya
henüz ulaşılamadı. .
Eğer
okulda öğrenci öğretmeni çok kızdırdıysa onu yumuşatma görevi çocuğun babasına
düşüyordu. Baba öğretmeni eve davet ederek ona ziyafet verirdi. Ardından
hediyeler verilerek öğretmenin gönlü alınırdı. Öğrenci de, bu ev ziyaretinde
öğretmenine hizmet ederdi. Bu şekilde öğretmenin gönlü alınıyor ve öğrencide
dayaktan kurtulmuş oluyordu.
Sümer
okullarının önemli bir görevi de bürokrasiye adam yetiştirmekti. Tapınak ve
yazman okulları, sarayda çalışacak olan görevlileri yetiştirirken bir yandan da
rahip kral varislerini de eğitiyordu. Bütün kültürel birikimlerini yazdıkları
tabletlerle bilinçli bir şekilde katalog haline getirmeyi öğrenen Sümerler,
bugünkü anlamda kütüphane diyebileceğimiz tablet depoları oluşturdular.
Kazılarda bulunan Nippur böyle bir yerdir. Ayrıca kişiye özel kütüphaneler de
bulundu.
Sonuç
olarak yazıyı bularak tarihi çağları başlatan Sümerler, ilk başlarda saray ve
tapınaklara yazman yetiştirmek amaçlı okullar açarak on binlerce yazman
yetiştirdiler. Ancak zaman içinde bu okullar dinden bağımsız, bilimsel ve laik
bir yapıya evrildiler. Sümerlerin kurmuş oldukları bu sistem, kendilerinden
sonra da hem Mezopotamya hem de Anadolu üzerinde derin etkiler bıraktı ve
günümüzdeki eğitim öğretim faaliyetlerinin temelini oluşturdu.
(Beğenmeyi ve paylaşmayı unutmayınız.)
Kaynaklar:
Kramer, S. (1995). Tarih Sümerle Başlar,(çev. M. İlmiye Çığ). TTK Yay., Ankara.
Landsberger, B., & TOSUN, M. O. (2018). Sümerler. Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi Dergisi, 1(5).
Özgül, O. (2011). SÜMER SOSYAL HAYATINDA EĞİTİMİN YERİ VE ÖNEMİ. Erzincan Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Dergisi, 4(2), 401-414.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder