Dünyanın yedi
harikasını biliyor muyuz? Bu soruya muhtemelen çoğumuz evet yanıtını verir.
Dünyanın yedi harikasını saymaya kalktığımızda ise Mısır pramitleri ilk
aklımıza gelenlerden biri olur. Ancak dünyanın yedi harikası içinde mısır
pramitleri yok desem ne dersiniz? Yine muhtemelen birçoğumuz bu duruma
şaşırabilir. 2001 yılında, İsviçre’de
“New7Wonders Vakfı” isimli bir organizasyon kurulur. Amacı, neredeyse hepsi yok
olmuş Antikçağ Dünyasının 7 harikası” yerine günümüzde halen ayakta olan “Dünyanın
yeni 7 harikası”nı belirlemektir. Bunun için bir liste yapar ve oylamaya sunar.
Listede UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan 21 eser yer alır ve oylama
bunlar üzerinde yapılır. 6 yıl süren yarışmaya dünya çapında internet ve mesaj
yoluyla 100 milyondan fazla insan katılır. Sonuçlar 7 Temmuz 2007’de açıklanır
ve dünyanın yeni yedi harikası belirlenir. Haydi, yarışma sonrası milyonlarca
kişinin oylarıyla seçilen Dünyanın Yeni Yedi Harikasına daha yakından bakalım.
Konuyu Youtube kanalımdan video olarak da izleyebilirsiniz.
1- Chichen
Itza Pramiti
Chichen Itza Pramiti
Meksika’nın Yucatan
Platosu’nda yer alan Chichen Itza Pramiti, Kuzey Amerika’nın eski
medeniyetlerinden Mayalar tarafından Chichen İtza kentinte yapılmış. Pramit
1841’de John Stephens tarafından bulunur. Bu pramitin inşa edilmesindeki ana
amacın güneş takvimi olduğu düşünülüyor. Kare seklinde ve 220 metrekare olan
pramit 9 katlı olarak inşa edilmiş ve yaklaşık 24 metre yüksekliğinde. Barındırdığı
matematiksel ve astronomik hesaplarla Mayaların bilimde geldiği noktayı
gösteriyor.
4 cephesi bulunan
pramitin bütün cephelerindeki basamak sayısı eşit durumda. Her cephesinde 91
basamak bulunuyor. 4 cephesindeki basamakların toplamı 364 ve 1 tane de üste
bulunan düzlükle birlikte 365 oluyor. Yani dünyanın güneş etrafındaki dönüş
süresi.
Pramitin en çok
hayranlık uyandıran özelliklerinden biri de güneşin oluşturduğu gölgeler. Belli
zamanlarda oluşan gölgeler çeşitli anlamlar barındırıyor. Ekinoks günlerinde
yani güneşin ekvatora dik açıyla geldiği ve gece ile gündüzün eşit olduğu
günlerde çeşitli hesaplamalarla gölgelerin belirli şekilleri vermesi ve belirli
yerlere düşmesi sağlanmış.
Mayaların özellikle o
dönem kutsal saydıkları tüylü yılan figürü, güneşin ekinoks günlerinde
merdivenlere dik şekilde gelir. 21 Martta aşağı doğru hareket eden bu yılanın
gölgesi 23 eylülde ise yukarı doğru hareket eder. Böylesine inanılmaz matematik
bilgisi gerektiren hesaplamalar bu yapıda kullanmış.
1988 yılında Unesco
Dünya Mirası listesine giren Chichen İtza, 7 Temmuz 2007’de Dünyanın Yeni Yedi
Harikasından biri olarak seçilir.
2- Petra Antik Kenti
Petra Antik Kenti
Ürdün’de bulunan bu
antik kent Nebatiler tarafından M.Ö. 400 ile M.S.109 yılları arasında yaklaşık
500 yılda inşa edilir. Ticaret ve kervan yollarına yakın olmasından dolayı
hızla gelişir ve zenginleşir. Nebati kralı IV. Aretas döneminde Nebatilere
başkentlik yapar.
Kumtaşı kayalar içine
konutlar, tapınaklar, mezarlar ve amfitiyatro inşa edilir. Bahçeleri sulamak
için su sistemleri oluşturulur ve tarım yapılır. O dönemde 30 bin kişinin
yaşadığı düşünülen Petra, M.S. 106’da Roma’nın eline geçer ve eski önemini
yitirir. Özellikle 331 ve 551 yıllarında yaşanan büyük depremler sonrasında
burası terkedilir.
Terkedildikten yaklaşık
1000 yıl sonra İsviçreli bir maceraperest Johann Burckhardt tarafından 1812
yılında keşfedilir. Burası kayalarda oluşan pembe, kırmızı, sarı ve turuncu
karışımından oluşan renklerinden dolayı Rose City olarak da bilinir.
Petra Antik kenti 1985
yılında UNESCO tarafından Dünya Miras Listesi’ne girer ve 7 Temmuz 2007’de
Dünyanın Yeni Yedi Harikasından biri seçilir.
3- Machu
Picchu
Machu Picchu Antik Kenti
1983 yılında UNESCO
tarafından Dünya Miras Listesi’ne alınırken “mimarinin mutlak başyapıtı ve İnka
medeniyetinin benzersiz tanığı” olarak tanımlanan Machu Picchu, İnkalar
tarafından 1450’li yıllarda inşa edilir. İnkaların başkenti Cuzco’dan 80 km
uzakta olan Machu Picchu’nun Quechua dilindeki anlamı “Yaşlı Zirve”dir.
Burası ilginç bir
şekilde kurulduktan 100 gibi kısa bir süre sonra terkedilir. 1911 yılında Yale
üniversitesinden Amerikalı tarihçi ve kaşif Hirm Bingham 1911 yılında burayı keşfeder
ve dünyaca tanınmasının yolunu açar. 1912 yılında yapılan kazı sonrasında
Toprak altında kalan Machu Picchu gün yüzüne çıkarılır. Machu Picchu dağının
zirvesinde yer alan bu kent, deniz seviyesinden 2430 metre yüksektedir. Kent
yaşamsal alan ve tarımsal alan olarak ikiye ayrılır. Yukarı bölümünde kent
merkezi yer alırken dağın eteklerine yapılan taraçalarda da tarım yapılır.
Günümüze kadar çok iyi
korunarak gelmiş olan İnka İmparatorluğunun bu en muhteşem kentsel eseri, 7
Temmuz 2007’de Dünyanın Yeni Yedi Harikasından biri olarak seçilir.
4-Kurtarıcı
İsa Heykeli
Kurtarıcı İsa Heykeli
Kurtarıcı İsa heykeli,
Brezilya'nın Rio de Janeiro şehrinde Corcovado Dağı üzerinde yer alır. Şehrin en önemli sembolü olan bu heykelin yapım hikayesi
de oldukça ilginçtir. 1889’da Brezilya’da din ve devlet işleri
birbirinden ayrılır. Tanrısızlık eğitilimin arttığı gerekçesiyle Katolikler
arasında korku başlar. I. Dünya
Savaşı sürerken Brezilya’daki Katolikler, inançlarına paralel bazı sembollerin
ülkedeki varlığını uygun bulurlar. Böylece Kurtarıcı İsa heykelinin ilk
tasarımları şekillenmiş olur.
İlk tasarımlarda
ellerini iki yana açmış İsa’nın bir elinde haç, diğer elinde de Dünya bulunur.
Ancak bu tasarım, halk arasında “Mesih
ve top” gibi bir isimle anılmaya başlanır. Bunun üzerinde tasarım tekrar gözden
geçirilir ve İsa’nın iki yana açık ellerinde bir şey olmaması kararlaştırılır.
1922'de
Brezilya'nın kuruluşunun 100. yılı şerefine yapımına başlanan İsa heykeli, 12
Ekim 1931'de resmi törenle açılır. Bu devasa heykel 30 m yüksekliğindedir
ve 8 m yükseklikteki bir kaide üzerinde durur. Açılmış kollarının genişliği ise
28 m’dir.
Heitor da Silva Costa, Carlos Oswald, and Paul Landowski gibi mimarların
elinden çıkan bu heykel bugün Brezilya’nın en önemli sembollerinden biri
durumundadır.
5-Çin
Seddi
Çin Seddi
Çin’in ulusal
simgelerinden biri olan Çin Seddi, yıllar içinden bariyer, kemer, kale, mor
hudut, dünyanın ejderhası gibi pek çok farklı isimle adlandırılır ve 19.yüzyılda
Çin Seddi adını alır.
M.Ö. 200’lü yıllarda
başlanan Çin Seddi’nin yapımı, yaklaşık 1800 yıl sonra 1644’te son Ming
hükümdarının devrilmesiyle sona erer. En yüksek noktası yerden 8 metre
yükseklikte olan bu devasa duvar, 8850 km uzunluğundadır.
Çin Seddi’nin
yapılmasının ana amacı ise kuzeyden gelen saldırıların önüne geçmektir. Bunun
yanında sınır kontrolü ve gümrük düzenlemeleri için de kullanılır. Çin Seddi
1987 yılında UNESCO Dünya Miras Listesi’ne girer ve 7 Temmuz 2007’de Dünyanın
Yeni Yedi Harikasından biri seçilir.
6-TaJ
Mahal
Taj Mahal
Taj Mahal, Hindistan’ın
Agra şehrinde, 1631-1654 yıllarında inşa edilen bir anıt mezardır. İslâm türbe
mimarisinin en önemli eserlerinden birisi olarak kabul edilir. Tac Mahal, Babür
İmparatoru Şah Cihan tarafından doğum yaparken hayatını kaybeden çok sevdiği
eşi Mümtaz Mahal anısına yaptırılır.
Beyaz mermerden yapılan
ve duvarlarla çevrili bahçelerin içinde yer alan Taj Mahal’in yapımında 22. 000
işçi ile 1000 fil kullanılır.
Tac Mahal; Türk, İslam,
İran ve Hint mimarisinin birleşimi bir mimariye sahiptir. Yapının mimarisinde
Osmanlı’dan da iki mimar yer alır. Mimar İsmail Efendi ana kubbeyi tasarlarken,
Mimar İsa Efendi de genel tasarımda önemli katkı sağlar.
Dış tasarımındaki
işlemeler, mermerlerin içi oyulup, titizce kesilerek minicik taşların
mermerlerin içine teker teker yerleştirilmesiyle oluşturulmuştur.Tac
Mahal, kubbesi ve dört köşesindeki minareleriyle, her yönden simetriktir.
Minareler depremde dışa yıkılsın diye hafif dışa eğiktir. Tüm yapıda simetrik
olmayan tek yapı anıt mezarlardır. Şah Cihan’ın mezarı İslam geleneklerine
uygun olarak kadınından üstün ve yüksektedir.
Tac Mahal gün içinde
farklı renklere bürünür. Gün doğumuyla birlikte pembemsi ve en güzel rengini
gösteren Tac Mahal kısa bir süre sonra beyaz görünümüne döner. Ayışığıyla
beraber de altınımsı bir renk alır. Efsaneler bu eşsiz özelliğin kadınların,
özellikle de Mümtaz Mahal’in his değişikliklerini yansıttığını söyler.
1983 yılında UNESCO
tarafından Dünya Mirası olarak kabul edilen Taj Mahal, 7 Temmuz 2007’de
Dünyanın Yeni Yedi Harikasından biri olarak seçilir.
7-Kolezyum
Kolezyum
Gerçek adı Flavian
Amfitiyatrosu olan bu yapı İtalya’nın başkenti Roma’dadır. Meşhur Roma İmparatoru
Neron’un sarayının kalıntılarının olduğu yerde İmparator Vespasion tarafından M.S.
72’de yapımına başlanır. Onun oğlu İmparator Titus döneminde M.S. 82’de yapımı
tamamlanır. Yapılış amacı gladyatör dövüşleri, hayvan avı, tiyatro gösterimleri,
mitolojiye dayanan dramalar, meşhur savaşların yeninden canlandırılmasını
yapmak ve halka muhteşem eğlenceler sunmak olan Kolezyum’un açılışında 100 gün
ve gece süren oyunlar düzenlenir. Bu oyunlarda 5 binin üzerinde hayvan ve
yüzlerce insan kurban edilir.
50 bin ile 80 bin arası
kapasiteye sahip olan arenada koltuklar sosyal statüye göre dağıtılır. Önemli
kişiler önlerde yer alırken kadınlar en arkada otururlar.
Köle, mahkûm ve savaşçılar arasından seçilen
gladyatörlerin birbirleriyle ve vahşi havanlarla kıyasıya dövüştürülmesi,
halkın ateşli tezahüratları ve kanlı ölümler yüzyıllarca sürer ve MS. 404’te
gladyatör dövüşlerinin, MS. 523’te de havyan avlarının sona ermesiyle,
Kolezyum’un kentin 450 yıllık eğlence merkezi olma görevi sona erer. Kolezyum
daha sonra barınma yeri, iş dükkânları, dini kışlalar, istiham, taş ocağı,
Hıristiyan türbesi olarak çeşitli amaçlarla kullanılır.
1980 yılında UNESCO tarafından Dünya Mirası olarak
ilan edilen Kolezyum, 7 Temmuz 2007’de Dünyanın Yeni Yedi Harikası’ndan biri
olarak seçilmiştir.Peki, siz bu listeye katılıyor musunuz? Eğer sizden
dünyanın yeni yedi harikasını seçmeniz istenseydi, listenizde neler olurdu? Yorumlarınızı
yorum kısmına yazabilirsiniz.
thank you for your comment. You can read my writings by using translation on homepage :)
YanıtlaSil