OLİMPOS - YANARTAŞ'IN SIRRI ÇÖZÜLDÜ! BAKIN ASIRLARDIR NEDEN YANIYORMUŞ?

Yanartaş, Antalya'nın 55 km güneyindeki Çıralı'nın kızeybatısında yer alan Olimpos'un yamacındadır. Doğal bir ateş kaynağına sahip Yanartaş, sonsuz ateş olarak bilinir. Bu kayaların asırlardır yandığına ve hiç sönmediğine inanılır. 

Yanartaş'a ait ilk hikaye Antik Çağ'ın İyonyalı büyük şairi Homeros'un eserlerinde yer alır. Buna göre, Ephyra Kralı Glaukos'un oğlu Hipponoes, bir av partisinde bir kaza sonucu kardeşi Belleros'u öldürür ve "Belleros'u yiyen" anlamına gelen Bellerophontes adını alır. Bu olaydan sonra Ephyra'dan sürülen Bellerophontes, Argos Kralı'na sığınır. Ancak kralın karısı tarafından kendisine atılan iftira sonucu Kral, onu öldürmeyi kendine yediremediğinden Bellerophontes'i Likya Kralı'na gönderir. Likya Kralı da acınacak haldeki bu genci öldürmek istemez ve onu Olimpos Dağı'da yaşayan aslan başlı, keçi gövdeli, yılan kuyruklu ve ağzından alevler saçan canavar Kimera (Chimera) ile dövüşmeye gönderir. 

Bellerophontes, Pegassos adlı kanatlı atına binerek Kimera (Chimera) ile dövüşmek üzere Olimpos Dağı'na gelir. Kimera (Chimera) saldırdığında, Bellerophontes kanatlı atı Pegassos ile havalanır ve inerken mızrağını Kimera'nın kalbine saplar. Böylece Kimera (Chimera) yerin yedi kat altına gönderilir. Fakat Kimera (Chimera), yerin yedi kat altından alevler saçmaya devam eder. Homeros'un anlattığı bu efsaneye göre, asırlardır Yanartaş'ta yanan alevler Kimera'nın yerin yedi kat altından fışkıran alevleridir. 

Homeros'un bu efsanesi yalnız Yanartaş'ın alevlerini açıklamakla kalmaz. Bellerophontes'in bu zaferini kutlamak için Olimpos'ta bir yarışma düzenlenir. Yarışmada atletler, Kimera'nın kutsal ateşiyle meşalelerini tutuşturarak Olimpos kentine koşarlar. Böylece daha sonraları değişik spor dallarının da eklendiği ve birkaç gün süren Olimpiyat Oyunları'nın Anadolu'daki ilk örneği gerçekleşmiş olur. Dolaysıyla bugünkü Olimpiyat Oyunları'ndaki bütün yıl sönmeden yanan "Olimpiyat Meşalesi" Kimera'nın (Chimera) sönmeyen ateşinin sembolik bir ifadesidir. 

Olayın hikaye boyutunu bir kenara bırakırsak, gerçekten bu kayalar asırlardır neden yanıyor ona bakalım.Yapılan çalışmalar, bu kayaların uzun yıllar boyunca metan gazı dolaysıyla yandığını gösteriyor. Yer altından yukarı doğru sızan bu gaz kayaların yanmasına neden oluyor. Ancak olay bununla sınırlı değil. Burası uzun yıllar bilim insanlarının kafasını karıştırdı. Bunun nedeni buradaki jeolojik oluşumun metan gazı oluşturacak özelliklere sahip olmamasıydı. Normal koşullar altında buradakine benzer alevli kayaçlar, biyotik süreçler sonucu üretilen metandan beslenir. Biyotik metan düşük sıcaklıklarda oluşabilir. Ancak buradaki alevleri oluşturan metan biyotik değil, abiyotik. Yani cansızlardaki tepkime sonucu oluşuyor. 

Bilim insanlarının kafasını karıştıran bu durum sonunda çözüldü. Roma Ulusal Jeofizik ve Volkanoloji Enstitüsü'nden Giuseppe Etiope yaptığı araştırmalar sonucunda Yanartaş'taki yanan kayaların asıl nedenini buldu. Buna göre, Yanartaş'ta yüzeyin hemen altında bulunan ve oldukça nadir bulunan bir element bulunuyor. Bu rutenyum elementi. Rutenyum elementi, Yanartaş'taki metan gazı için bir katalizör etkisi sağlıyor. Rutenyum elementinin Yanartaş'taki gibi bir etki göstermesini kanıtlayan Etiope "...Yeni bir hidrokarbon kaynağının önünü açmış olabiliriz" ifadesini kullanıyor...  

(Paylaşmayı ve yorum yapmayı unutmayın. Youtube kanalıma da abone olursanız sevinirim. )