Taşkınbilgist: Amerika'daki En Eski Uygarlık: Caral Uygarlığı ve Caral-Supe Şehri

30 Haziran 2018 Cumartesi

Amerika'daki En Eski Uygarlık: Caral Uygarlığı ve Caral-Supe Şehri
























Güney Amerika'da Peru sahilinde 1994 yılında yapılan bir keşif Amerika kıtasındaki en eski uygarlığı ortaya çıkardı. Peru'nun başkenti Lima yakınlarında And Dağları ile Pasifik Okyanusu arasında kalan bölgede yapılan keşif uygarlıkların çıkış noktası olarak bilinen Mezopotamya, Mısır, Hindistan, Çin ve Orta Amerika'ya bir yenisini daha ekledi: Peru. 


Perulu arkeolog Ruth Shady


Perulu arkeolog Ruth Shady bölgeye geldiğinde doğal olmayan tepelerle karşılaştı. Shady, o anı "1994 yılında vadiye ilk vardığımda şaşkına dönmüştüm. Burası Tanrıların oturduğu yer ile insanoğlunun yerleştiği yer arasında bir yerdi. Çok tuhaf bir yer."  şeklinde anlatır. Ardından doğal olmayan bu tepelerin şekillerini çıkarmaya başladığında bir pramit taslağı ortaya çıkar. Böylece Shady, bugün Caral- Supe olarak adlandırılan kayıp bir şehri keşfetmiş oldu. 



Shady ve arkadaşları kazılara başlar, ancak süreç çok yavaş ilerler. Bunun üzerine Shady, Peru ordusundan yardım ister ve ordu olumlu cevap verir. Askerler kovalarla tonlarca toprağı taşırlar. Dokuma bir çanta içinde taş bulunur. Bu çanta ya da file üzerinde yapılan inceleme bunun M.Ö. 2600 yılına ait olduğunu ortaya çıkarır. Böylece 5000 yıl önce yaşamış olan bir uygarlık bulunmuş olur. Arkeolog ve antropologlar Mezopotamya, Mısır, Çin, Hindistan ve Orta Amerika gibi uygarlığın doğuş merkezlerine Peru'yu da eklerler. 





M.Ö. 3000 - 2600 arasında kurulduğu tahmin edilen Caral Uygarlığı henüz çanak - çömlek öncesi dönemdedir. Buluntular arasında seramik parçasının bulunmaması ve bütün aletlerin taştan yapılmış olması bunu göstermektedir. 





Caral Uygarlığının merkezi Caral-Supe şehridir. Burası aynı zamanda yönetim merkezi olarak kullanılmış. Vadi boyunca 18 yerleşim yeri var ve diğer yerleşim yerleri Caral- Supe şehrine bağlı. Caral'da altı adet büyük pramit inşa edilmiş. Bunun yanında geniş şehir meydanları, sunaklar, yerleşim birimleri ve yiyecek depoları var. Bunlar bir şehir merkezi için gerekli olan yapılar. Şehrin ortasında amfitiyatro benzeri batık dairesel meydan var. Burası şehrin merkeziydi. Burada dini törenler ve ayinler yapıldığı düşünülüyor. Ayrıca burada bulunan bir fırın, sürekli yanan kutsal bir ateş fikrini güçlendiriyor. Caral - Supe şehrinde yaklaşık 3 bin kişinin yaşadığı, diğer şehirlerde ise toplam 20 bin civarı kişinin yaşadığı düşünülüyor. Yaklaşık 66 hektarlık alana kurulu olan Caral - Supe şehrinde iki farklı yerleşim düzeni var. İlki merkezde anıtsal yapıların olduğu ve yönetici sınıfın yaşadığı yerleşim, diğeri ise kenardaki yerleşimler olarak sıradan insanların yaşadığı yerleşimler. Bu durum Caral'da sosyal sınıf ayrımının olduğunu ve belli bir hiyerarşi içinde halkın ayrıldığını gösteriyor. Binalar taştan yapılmış ve süsleme amaçlı resimler yapılmış. Binaların yapım teknikleri Caral'ın mimari alanda oldukça gelişmiş olduklarını gösteriyor. 




Caral'da yapılan kazılarda ilginç bir şekilde savaş araç-gerecine rastlanmadı. Shady "Herhangi bir silah türüne rastlamadık. Bunlara tarihin sonraki dönemlerinde görürsünüz. Bu tür bir şeyin kanıtına hiç rastlamadım. Şehirde surlar yoktu. Buranın sakinleri, kendilerini savaş tehlikesi altında hissetmiyorlardı. Herhangi bir savaş silahı yoktu." diyor. Buradan anlaşılacağı gibi Caral'da savaş, savunma amaçlı kale, silah izleri yok ve bu durum Caral halkının barış içinde yaşam sürdüğünü gösteriyor. 






Caral Uygarlığı, ticaret ve zevk üzerine kurulmuştu. Burada tarım ürünleri ile deniz ürünleri takasına dayanan bir ticaret vardı. Shady "Her yapıda pamuk tohumları veya pamuk lifleri vardı. Bu yüzden başlangıçta tohumların miktarı bizi çok şaşırttı." diyor. Burada yaşayan insanlar geçimlerini deniz ürünleri ve tarım ürünleri üzerinden sağlıyordu. Denizlerden balık ve yumuşakça çıkarılıyor, vadilerde pamuk ve sulak tarım yapılıyordu. Ayrıca tepelik alanlarda da avcılık ve toplayıcılık yapılmaktaydı. Pamuk, Caral halkı için önemli bir yere sahipti. Bunun nedeni pamuktan kıyafetler yapılıyordu. Ayrıca balıkçılar için de balık ağları yapılıyordu. Caral'a yakın bir sahilde bulunan pamuktan yapılmış ve Caral toplumuna ait ağ üzerinde yapılan incelemeler bu ağın 5000 yıllık olduğunu ortaya çıkardı. Caral'daki zanaatkarlar dokuma taraklarında balıkçılar için pamuktan balık ağları yapıyorlardı. Balıkçılarda bedelini balıkla ödüyorlardı. Dokuma taraklarında yapılan çantalarla da yapılar için taşlar daha kolay taşınıyordu. Burada takı işçiliği de gelişmişti. Kazılarda bulunan taş boncuklu kolye takı işçiliğinde geldikleri noktayı gösteriyor.



Achiote



Arkeologlar araştırmalarında achiote bitkisinden parçalar buldular. Bu bitki ilkel kabilelerde vücutlarını boyamak için kullandıkları gıda boyasını içeriyor. Ancak bu farklı bir amaçla cinsel gücü artırmak için de kullanılıyor. Bu durum, Caral toplumunun aynı zamanda zevk üzerine kurulu bir toplum olduğunu da gösteriyor. Dev balina salyangozu olarak adlandırılan bir yaratığa ait kabuklar içinde esrarengiz beyaz bir madde kalıntısı da buluntular arasında dikkat çekicidir. Bunun yanında araştırmacılar coca bitkisinin tohumlarını da buldular. Bu bitki lime bitkisi ile karıştırılınca etkili bir ilaç durumuna geliyor. Shady "Caral'daki törenlerde bazı halüsinasyon ilaçları kullanılmış olabilir." yorumunda bulunuyor. Buluntular içinde bu ilacı çekmede kullanılan bir takım aletler de bulundu. Bu ilacı alıp transa geçtikleri düşünülüyor. 


Caral Flütleri


Pramitlerde yapılan çalışmalarda birinde Amerikan akbabası kemiklerinden yapılmış 32 flüt bulundu. Bunlar Caral toplumunun müziğe verdiği önemi gösteriyor. Ayrıca bunlarıın dini ritüellerde kullanıldığı sanılıyor. Bunun yanında geyik ve lama boynuzlarından yapılmış kornetler de var. 





Yapılan araştırmalar Caral toplumu ile İnkalar arasında benzerliklerin oldukça fazla olduğunu ortaya çıkardı. Yapılarında kullanılan mimari tekniklerin günümüzden 500 yıl önceki İnkalarla aynı olduğu görüldü. İnkaların dili quechuanın öncülünün Caral dili olduğu düşünülüyor. Hatta meşhur Nazca çizgilerinin bile Caral ile ilişkili olduğu düşünülüyor. 




And Dağları ya da yüzlerce kilometre uzaktaki Yağmur Ormanlarından geldiği düşünülen insanlar tarafından oluşturulan Caral Uygarlığı, bu bölgede yaklaşık 1000 yıl barış ve zenginlik içinde yaşadıktan sonra burayı terk etti.  Buranın terk edilmesinin nedenini araştırmacılar doğal afetlerle açıklıyor. Onlara göre iklimde meydana gelen değişmeler ve beraberinde 7 -8 büyüklüğündeki depremler sonucu Caral Uygarlığı yok oldu. Bu konuda Shady "...tortu ve kum sürükleyen rüzgarlar ve iki nesli etkileyen kuraklık tarımı kötü etkilemiş ve Caral halkı için bölge yaşanmaz hale gelmiş." yorumunda bulunarak değişen iklim koşullarının ve depremlerin ardından Caral'ın eski günlerine bir daha dönemediğini ve terk edildiğini düşünmektedir. 





UNESCO 2009 yılında Caral'ı "Amerika'daki en eski uygarlık merkezi" olarak Dünya Miras Listesine aldı. 2012 yılında Peru Merkez Bankası arka yüzünde Caral'ın olduğu 200'lük banknot paralar bastı. 

(Takip edebilir, yorum yapabilir ve paylaşabilirsiniz.) 



Kaynaklar: 

Ruth Shady Solis. (2007).The social and cultural values of Caral - Supe, the oldest civilization of  Peru and the Americas, and their role in integrated sustainable development.



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder