Taşkınbilgist: Arkeoloji Dünyasının Gizemi: Nazca Çizgileri

12 Mayıs 2018 Cumartesi

Arkeoloji Dünyasının Gizemi: Nazca Çizgileri






Güney Amerika’da Peru’nun güney sahilindeki çölde bulunan 1500’den fazla yer çizimi(geoglif) arkeologlar ve bilim insanları için çözülmesi en zor gizemlerden biri olmaya devam ediyor.

Nazca Çizgileri Üzerine Çalışmalar Nasıl Başladı?

Paul Kosok

Nazca Çizgileri ile ilgili bilinen ilk çalışmalar 1901 yılında Alman arkeolog Max Uhle, ardından 1927 yılında Perulu arkeolog Toribio Mejia Xesspe tarafından yapılır. Ancak önemli bir nokta, bu çizimlerin boyutları o kadar büyük ki ancak havadan görülebiliyor. Bu yüzden 1939 yılında Amerikalı arkeolog Paul Kosok, Nazca Çölü üzerinde bir keşif uçuşu yaparak bu çizgilerin varlığına dair ilk fotoğrafları çeker ve çizgilerin varlığını kanıtlar. Bu fotoğrafların dünyaya yayılmasından sonra araştırmacıların dikkatini çeken bölgede bilimsel çalışmalar başlar.


Çizimlerin İçinde Neler Var?



Bulunduğu bölgeden dolayı Nasca Çizgileri olarak adlandırılan bu çizimler dörtgen, üçgen, yamuk gibi geometrik şekiller; sarmallar ve zik zaklar; kuşlar, sürüngenler, jaguar, köpek balıkları ve bir maymun ile bir örümcek gibi hayvan ve ağaç, çiçek gibi bitki motiflerinden oluşuyor.

(Yazının videosunu izlemek için youtube kanalımı ziyaret edebilirsiniz.)





Sarmal Kuyruklu Maymun


Nazca Çizgileriyle çizilen maymunun büyüklüğü neredeyse bir futbol sahası. Bir maymun olduğu ancak havadan bakıldığında anlaşılabiliyor. Bu bölgeye en yakın maymunların yaşadığı yer 300 km uzaktaki And Dağları'nın yamaçları. Anlaşılan Nazca halkı bu bölgelerle iletişim halindeymiş ki maymunu görmüşler. Anatomik yapısı tam olarak gerçeğini yansıtmıyor. Ayrıca önemli bir detay daha var. Maymunun ellerinden birinde 4 parmak varken diğerinde 5 parmak bulunuyor. Ayrıca kuyruğu içe doğru sarmal şekilde yapılmış. Hatta bazı araştırmacılar bunun güneş sistemini yansıttığını düşünüyor.

Farklı Kuş Figürleri

Papağan

Nazca Çizimleri'nde 18 farklı kuş figürü bulundu. Bunlardan en dikkat çekenleri sinekkuşu, ördek ve deniz kuşu... Araştırmacı Alan Sawyer "Bunların ne anlama geldiklerinden emin olamayız, ama bir anlamı olduklarından eminiz. ...Çoğu figür asla kesilmeyen ve bölünmeyen tek bir çizgiden oluşur. Belki de bir ritüel labirenti. Eğer öyleyse, Nazca halkı çizgide yürüdüğünde, çizgi neyi temsil ediyorsa onun varlığını özümsüyor olduklarını hissetmiş olmalılar." diyor.

Antromorfik Bir Figür


Nazca Çizgileri’ndeki figürlerden üzerinde en fazla spekülasyon olan astronot görünümündeki figür. 1982 yılında Eduardo Herran tarafından "Astronot", "Dev" ya da "Baykuş Adam" olarak adlandırıldı ve tam 32 metre uzunluğunda. Bu figür hakkında bilim kurgu yazarları dışında bilimsel çalışmalarda çok az bilgi var. Bilimsel kaynakların bazılarında bu figür “Tuhaf bir insan biçimli figür” olarak adlandırılıyor. Bazı araştırmacılar ise bu figürü Nazcalıların dini ritüel için yaptıklarını düşünüyor. En ilginç bakış açısı ise Çek bilim insanları tarafından ortaya atılmıştır. Onlara göre bu figür bir balıkçıya ait. Çünkü dikkat edilirse sağ eli havada, yani bir balık yakalamış ve havaya kaldırmış. Bu kurak bölgede yaşayanlar için balıkçılık önemli bir geçim kaynağı ve bereket ile zenginliği sembolize ediyor.

Buradaki figürlere çeşitli anlamlar yüklendi ve hala da yüklenmeye devam ediyor. Bir grup araştırmacı örümceklerin, kuşların ve bitkilerin bereketi sembolize ettiğini düşünüyor. Bir başka grup araştırmacıya göreyse; çizgilerdeki sinekkuşu, kertenkele, balina gibi hayvanlardan yola çıkılarak bunlar dini semboller ve dini ayinler için kullanılıyordu.

Daha da önemlisi ise 2004 yılında yaşanan bir kum fırtınasında açılan toprak yeni çizimleri de ortaya çıkardı. Burada bir yılan ve bir lama figürü gün yüzüne çıktı. Bu durum daha toprak altında çok sayıda figür olabileceği fikrini güçlendirdi. Eğer bu fikir doğruysa gelecek yıllarda daha ilginç figürlerle karşılaşabiliriz. 

Bu Çizgiler Nasıl Çizildi?


Nazca Çizgileri’nin teknik olarak nasıl çizildiğiyle ilgili kesin bir bilgi henüz yok. Bilinen ise Nazca Çölü’nde toprağın üst katmanının demir oksit nedeniyle altındaki tabakaya göre daha koyu ve kırmızımsı olduğudur. Bu tabaka yaklaşık 20 cm derinliğinde çukurlarla çizilerek alttaki daha açık renkli tabaka ortaya çıkarılmış. Böylece yukarıdan bakıldığında çizimler net şekilde görülebiliyor.

Nazca Çölü’ndeki Bu Gizemli Çizgileri Kimler Çizdi?



Bu çimlerin sahipleri M.Ö. 5. yy ile M.S. 6. yy arasında yaşamış olan Nazca halkı olarak görülüyor. Bu çizimlerin ise M.S. 200 - 500 arasında yapıldığı düşünülüyor. Nazca halkı M.S. 600'lerde Huariler tarafından asimile ediliyor ve yavaş yavaş tarih sahnesinden çekiliyorlar.

Nazca Halkı Bu Çizgileri Ne Amaçla Çizdi?

Bu soruya cevap bulmak için pek çok teori ortaya atılır. Şimdi sırayla bunlardan birkaçını ele alalım.

Alman Matematikçi Maria Rieche: Takvim Teorisi


Bölgede 1940 -1998 yılları arasında çalışarak neredeyse 60 yılını veren Alman matematikçi Maria Rieche tarafından ilk teori ortaya atılır.

Rieche’ye göre bu çizimler Ay’ın Güneş’in ve bazı takımyıldızlarının gece gökyüzündeki konumlarını gösteren bir haritaydı. Burada yaşamış olan Nazca toplumu tarımla uğraştığı için aslında bu çizimlerle bir nevi ekim, sulama ve hasat zamanını gösteren bir takvim hazırlamışlar. Tarımsal çalışmalarını da bu göksel takvime göre yapıyorlardı. Ancak Reiche’nin bu teorisi Nazca Çizgilerinin yalnızca geometrik olanlarını yani sadece %30’unu açıklayabilirken hayvan ve bitki çizimlerini açıklayamıyor.

Maria Reiche bu çizgilere neredeyse hayatını harcayarak buranın tahrip edilmesini önler. Onun çalışmaları sonucunda UNESCO burasını Dünya Mirası Listesi’ne 1994’te dahil eder.

Amerikalı Arkeolog William Duncan Strong: Cahuachi Kazıları


Nazca Çizgileri’ne cevap bulmak isteyen bir diğer bilim insanı olan Amerikalı arkeolog William Duncan Strong bu çizgileri çizenlerin yaşadığını tahmin ettiği Cahuachi şehrinde 1950’lerde kazı çalışmalarına başlar. Çalışmalar sırasında kerpiçten yapılma 110 metre uzunluğunda ve 20 metre yüksekliğinde bir pramit ortaya çıkarılır. Bunun yanında bölgede 40’tan fazla höyük tespit edilir. Ayrıca büyük tapınaklar, geniş meydanlar, platformlar, merdivenler koridorlarla birbirine bağlanarak karmaşık bir şehir planı gün yüzüne çıkarılır.

İtalyan Arkeolog Giuseppe Orefici: Dinsel Ritüel Teorisi


Bir başka arkeolog İtalyan bilim insanı Giuseppe Orefici, Cahuachi kalıntılarında çalışmalara 1983’te başladı. Bir süre sonra büyük bir Nekropol (Mezarlık) bulur. Bu mezarlığa yaklaşık 20- 30 bin civarı insan gömüldüğü tahmin ediliyor. Mezarlıktaki cesetlerin bazıları mumyalanmış olarak bulundu. Bunların yanında bulunan seramik eşyaların üzerindeki desenlerin Nazca Çizgileri ile aynı oldukları görüldü. 



Nekropol kazısında bir de cenaze giysisi olduğu tahmin edilen bir giysi bulunur. Bu cenaze giysisine uygulanan karbon 14 testi bunun yaklaşık olarak M.Ö. 5.yy ile M.S.6 yy arasında yapıldığını ortaya çıkardı. Bu giysi üzerinde detaylı bir sahne yer alır. Yaklaşık 500 civarı bebek resmi işlenmiş olan bu resimdeki bebeklerin bir kısmı müzik aleti çalarken bir kısmı da elleri havada dans ediyor şekilde tasvir edilmişti. Diğer bebekler ise bunları izliyordu. Orifici'ye göre burada anlatılan sahne dinsel bir ritüeli yansıtır. Nazca halkı bu şekilde bir dini seremoni yapıyordu.

Kurban Ritüeli Teorisi

2004 yılında yapılan bir diğer çalışmada başsız bir mumya bulunur. Araştırmacıların incelemeleri sonucunda bunun kurban edilmiş bir insana ait olduğunu ortaya çıkarır. Gömülmüş mumyanın yanındaki eşyalardan çömlek parçaları üzerine işlenmiş figürlerin Nazca Çizgilerindeki figürlerle benzer olduğu görülür. Bazı sanat eserleri üzerinde işlenen sahnelerde bu çizgiler üzerinde dans eder gibi betimlenmiş insan figürleri bulunur. Bunlar sanki bir dini ayinde tapınıyor gibidirler. Bu çalışmadaki araştırmacılar bu bölgenin aşırı sıcak olduğu için yıllık yağış miktarının çok az olduğunu ve bu insanların da yağmur duasına çıktıkları sahnenin betimlendiğini düşünürler. Bu yağmur isteme törenlerinde insanların kurban edildiği gibi bir durum ortaya çıkıyor. Yaşamın vazgeçilmez kaynaklarından su için insanlar kurban ediliyordu.

David Johnson ve Rosa Lasaponara: Sulama Teorisi


David Johnson 1997’de Nazca Çizgileri’nin aslında bir drenaj sisteminin bir parçası olduğunu ortaya attı. Ona göre bu çizgiler suyun taşınmasında kullanılan kanallar için yapılmıştı.

2017 yılına gelindiğinde bir başka araştırmacı Rosa Lasaponara, bu bölgede bulunan sarmal şekilli su kuyularının sulama amaçlı yapıldığını ileri sürdü. Nazca halkı bu şekilde çölün altından suyu bir yerden başka bir yere rahatlıkla taşıyabiliyordu. Bu şekilde sarmal su kuyularını inşa etmeleri bu insanların sanıldığından daha gelişmiş olduklarının kanıtı olarak görülüyor. Suyun az bulunduğu bu bölgede dinsel törenlerin de su ve bereket etrafında şekillendiği düşünülüyor.

Nazca Çizgileri Neden Tam Olarak Çözülemiyor?

Burada yaşayan Nasca halkı tarih öncesi dönemi yaşadığı için arkalarında yazılı bir eser bırakmadılar. Bu yüzden de yapılan çalışmalar sonucunda, Nasca Çizgileri'yle ilgili ortaya konulanlar sadece birer varsayım olarak kalıyor. Ayrıca bu varsayımlar çizgilerin sadece bir bölümünü aydınlatabilirken büyük çoğunluğu karşısında cevap üretemiyor. 

Bu çizgiler açık bir şekilde Nazca halkının kültürüyle ilgili. Çünkü Nazca halkının ürettiği seramikler üzerindeki motifler ile bu çizgiler benzeşiyor. Bu çizgilerin bir bölümü ritüellerle ilgiliyken bir bölümü ise hala gizemini koruyor. Bu durum ise Nazca halkının bize bıraktığı bu gizemin, daha uzun yıllar araştırmacıları uğraştırmaya devam edeceğini gösteriyor.

(Beğendiyseniz paylaşabilirsiniz, blogu takibe alabilirsiniz ve daha fazlası için youtube kanalıma abone olabilirsiniz.)





Kaynaklar:
Jason Golomb. "Nasca Lines - The Sacred Landscape". National Geographic.
Loren Mcintyre. (2000). Mystery of The Ancient Nasca Lines.
Proulx, D. A. (1999). The Nasca Culture: An Introduction. Nasca: Geheimnisvolle Zeichen im Alten Peru. Zürich: Museum Rietberg Zürich, 59-77.

2 yorum:

  1. Bende böyle konulara çok ilgiliyim ve yazıyı ilgi ve merakla okudum. Kaynakçalarda yazan kişiler gayet mantıklı ve akla yatkın şekilde araştırmışlar konuyu. Ben de o balıkçı figürünün bir "Eskimo" olduğunu düşünüyorum.

    ikizgezegen.blogspot.com.tr

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler yorumunuz için. Şu anda ayakları yere basan tek açıklama balıkçı olarak görülüyor. Diğer yorumlar metafizik yorumlar olarak kalıyor. Umarım gelecek yıllarda daha tatmin edici açıklamalar bulunur. Buradaki asıl sorun burada yaşayanların arkalarında yazılı bir eser bırakmamış olmaları. Sadece kalıntılardan tahminler yapılmak zorunda kalınıyor.

      Sil