18. yüzyıl sonları ile 19. yüzyılın başlarından itibaren zenginleşen Batılı devletler, sömürgecilik hareketleriyle yalnızca ülkelerin yer altı ve yer üstü kaynaklarına değil, aynı zamanda sömürdüğü ülkelerin tarihi eserlerine de göz dikmiştir. Büyük uygarlıklara ev sahipliği yapmış olan Akdeniz ülkeleri tarihi eserler bakımından oldukça zengin olduklarından bu yağma hareketinin kurbanı olmuşlardır. Zengin bir tarihi geçmişe sahip olan Anadolu'da bu Batılı yağmacıların uğrak yerlerinden biri haline gelmiştir. Anadolu'yu adım adım gezen Batılı araştırmacılar, izinli veya izinsiz yaptıkları kazılar sonucu ortaya çıkardıkları tarihi eserleri çeşitli yollarla ülkelerine taşımışlardır. Bu yazıda da Anadolu'dan götürülen beş önemli tarihi eserimiz ele alınacaktır.
1 - MİLETOS GÜNEY AGORA KAPISI
Osmanlı Devleti’nden aldığı izinle, 20. yüzyılın başlarında Aydın’nın Söke ilçesinin Balat köyünde Alman arkeologlar kazı çalışmalarına başlarlar. İlerleyen yıllarda kazıların başına geçen Alman Arkeolog Theodor Wiegand, kent Güney Agora kapısını neredeyse tek parça ve bozulmamış bir halde ortaya çıkarır. 750 ton ağırlığındaki kapı, 1907-1908 arasında taş taş parçalara ayrılarak gemiler ile Almanya’ya taşınır. Bu taşlar Almanya’da aslına uygun olarak yeniden birleştirilerek Berlin Pergamon Müzesi’nde sergilenmeye başlanır. M.S. 2. yüzyıla tarihlendirilen Miletos Güney Agora Kapısı günümüzde Berlin Pergamon Müzesi’nde sergilenen en önemli eserler arasında yer almaktadır.
(Yazının video halini youtube kanalımdan izleyebilirsiniz.)
2-PERGAMON ATHENA TAPINAĞI PROPYLONU
M.Ö. 4. yüzyılda II. Eumenes
tarafından yaptırılan kentin en eski ve en önemli tapınağı olan Athena
Tapınağı’nın Propylon yapısı da ülkemizden 19.yy'da Almanya’ya götürülen
eserlerden biridir. Ölçüleri yaklaşık olarak 21.7 metreye 12.2 metre olan bu
iki katlı yapının zemin katında 4 adet dor sütunu yer alır. Bu yapının üst katı
ise İon düzenindedir. Bu eser günümüzde Almanya’da Berlin Müzesi’nde yer alır.
3 - NEREİDLER ANITI (KSANTOS)
Nereidler Anıtı, Likia’daki antik kentlerden biri olan Ksantos kentine hakim bir yerde inşa edilmiştir. Kaç yılında ve kim için inşa edildiği ise kesin değildir. Uzmanlar arasındaki fikir ayrılıklarına bakılırsa yapım tarihlerinin M.Ö. 420 –M.Ö.380 arasında yapıldığı tahmin edilmektedir. Bu anıt aslında bir mezar anıttır. Bu esere sütunları arasında bulunan 12 adet Nereid heykelinden dolayı Nereidler Anıtı adı verilmiştir. Bu anıt 10 metreye 6,9 metre taban ölçülerindedir. 10 metre yüksekliğinde bir podyumun üzerinde yer alan bir Yunan tapınağından oluşmaktadır. Podyumun alt kısmı bölgede bolca bulunan kireç taşından yapılırken, üst kısmı ise mermer bloklardan yapılmıştır. Günümüzde sadece kireç taşı kısmı asıl yerindedir. Podyumun en üst iki blok sırasının dört tarafı da frizlerle yani kabartmalarla bezenmiştir. Podyumun üstünde yer alan tapınağın kısa kenarlarında dört, uzun kenarlarında altı sütun yer alır. Yapının alınlıkları rölyeflerle süslenmiştir. Yapının çatısının dört köşesinde Yunan mitolojik karakterleri yer alır. Yapının mezar odası cella yani orta bölümde yer alır. Nereidler Anıtı, 1840 yılında Charles Fellows tarafından Ksanthos antik kentinde ki burası günümüzde Fethiye – Kaş arasındadır- keşfedilmiş ve padişahın özel izniyle sahil kenti Patara’ya taşınmış ve oradan da İngiliz donanmasına ait gemilerle Londra’ya götürülmüştür. Burada tekrar inşa edilen anıt bugün British Museum’da bulunmaktadır.
4 - KNİDOS ASLANI
1858- 1859 yılları arasında Knidos’ta ilk planlı ve geniş kapsamlı kazı
çalışmalarını Charles Newton, İngiltere adına yapar. Bu çalışmalar sırasında
Aslanlı Mezar Anıtı, Demeter Kutsal Alanı ve Musalar Kutsal Alanı gibi
alanlarda kazılar yapılarak çıkarılan değerli tarihi eserler İngiltere’ye
taşınır. Bu eserlerden en çok bilineni “Knidos Aslanı”dır. Yaklaşık olarak 2
bin 500 sene önce yaptırılan bu dikkat çekici eser, İngiltere'ye götürülür ve
günümüzde ana vatanından binlerce kilometre uzaktaki British Museum'un girişinde
sergilenir.
5-BERGAMA ZEUS SUNAĞI (ZEUS ALTARI)
Bergama Zeus Sunağı ya da diğer bir adıyla Zeus Altarı, Bergama Kralı'nın M.Ö. 165 - 156 yılları arasında Galatlara (Keltlere) karşı kazandıkları zaferlerini ölümsüzleştirmek amacıyla yaptırdığı bir zafer anıtıdır. Bu anıt, Yunan mitolojisinde baş tanrı olan Zeus ile onun kızı savaş ve akıl tanrıçası Athena'ya adanmıştır. Bergama Zeus Sunağı, 12 metre yükseliği ve 35 metre genişliği olan tarihi bir yapıdır. Bergama Zeus Sunağı'nı çepeçevre saran kabartma kuşağında ise ölümüne bir savaş sahnesi yer almaktadır. Bu kabartmalar 120 metre uzunluğunda, 2 - 3 metre yüksekliğinde ve 118 tanedir. Bu kabartmalardaki savaş sahnesinde bir tarafta okları, yayları, kartal ve aslanlardan oluşan hayvanlarıyla Yunan Tanrıları yer alırken, diğer tarafta yılan bacaklı, sakallı, ellerinde taş ve sopalarla korkunç tasvir edilen vahşi ve saldırgan Gigant'lar (Devler) yer alır. Bu frizlerde (bezemeler, kabartmalar) Zeus'tan Artemis'e, Apollon'dan Athena'ya, Okeanos'tan Orion'a, Moira'lardan Helios'a kadar Yunan Tanrı ve Tanrıçaları bir araya getirilmiş ve bir amaç uğruna birlikte savaşmaktadır. Menekrates, Dioyades, Orestes gibi Bergamalı ve Anadolulu taş ustasının elinden çıkan bu bezemelerde tanrı ve tanrıçalar yumuşak ve ince, gigantlar ise sert ve kaba işlenmiştir. Ayrıca bu görkemli yapının ortasında bulunan kurban taşının duvarlarında ise Bergama'nın kurucusu Telefos'un hayat öyküsünü anlatan kabartmalar bulunur. Bergama - Dikili arası yol yapımı için görevlendirilen yol mühendisi Carl Humann, hiçbir resmi kurumdan izin almadan ve kimseye de bilgi vermeden Zeus Sunağı'nın olduğu yerde kazılara başlar. Burada ortaya çıkarılan Zeus Sunağı (Zeus Altar) kağnılarla deniz kıyısı olan Dikili'ye taşınır. Buradan gemilere yüklenen sunak parçalar halinde Almanya'ya götürülür ve orada birleştirilir. Bugün bu sunak, ana vatanından yüzlerce kilometre uzakta Almanya'daki Berlin Müzesi'nde yer alır.
6 - ORPHEUS MOZAİĞİ
Miletos’ta bir villanın triclinium’unda yani yemek odasında
bulunan Orpheus Mozaiği şeffaf renkli cam mozaik küplerden yapılmıştır. Orpheus’
un giysisinin üst kısmı koyu zümrüt yeşili ve koyudan açığa doğru, bacaklarını
saran alt kısım da açık bordo renkli taşlar hâkimdir. Etrafı dikdörtgen
panolarla çevrili sahnede Orpheus oturmakta, ona bir köpek ve karga eşlik
etmektedir. Orpheus sol eliyle lir tutarken sağ elinde havaya kaldırdığı penası
bulunmaktadır. Mozaik M.S. 3. yüzyılın sonlarına tarihlendirilmektedir. Miletos
kazı raporlarına konu olmayan eserin nasıl ve ne zaman yurt dışına çıkarıldığı bilinmemektedir.
Bu eser de Almanya’da Pergamon Müzesi’nde Güney Agora kapısının sergilendiği
salonun zeminini süslemektedir.
Her tarihi eser kendi yapıldığı
yerde anlamlıdır. Bu tarihi eserler bugün ana vatanlarından yüzlerce kilometre
uzaktalar. Bir gün bu eserleri ve bunun dışında ana vatanlarından koparılmış
tüm tarihi eserlerin ait oldukları yere dönmesi umuduyla…
(Beğendiyseniz beğenmeyi ve paylaşmayı unutmayınız. Yazının video halini youtube kanalımdan izleyebilirsiniz. Bu tür çalışmaların devamı için abone olarak destek verebilirsiniz. :))
Ergil, T. (1994). Eski eser kaçakcılığı ve basındaki yeri. Marmara İletişim Dergisi, 5, 169-191.
Korkmaz, N. (2009). Pergamon Altar (Bergama Zeus Sunağı). TMH. 458. 58-60Şahan, M. M. (2009). Batı Anadolu'da podyum mimarisinin oluşumu (Doctoral dissertation, DEÜ Sosyal Bilimleri Enstitüsü).Taşkın, S. (2018). Zeus Sunağı. DTCF Dergisi. 36(1-2). 379 -387
Yüksel, E., & Demir, T. (2017). Seyahatnameler Işığında Miletos'tan Kaçırılan Antik Eserler. Yeditepe Üniversitesi Tarih Bölümü
Araştırma Dergisi, 1(2), 19-37.
Görsel Kaynakça:
Milet Güney Agora Kapısı
Rafael Rodrigues Camargo [CC BY-SA 4.0 (https://creativecommons.org/licenses/by-sa/4.0)], from Wikimedia Commons
Nereidler Anıtı(The Nereid Monument - British Museum)
Andres Rueda [CC BY 2.0 (https://creativecommons.org/licenses/by/2.0)], via Wikimedia Commons
Knidos Aslanı (Knidos Lion)
Tango22 [CC BY 3.0 (https://creativecommons.org/licenses/by/3.0)], from Wikimedia Commons
Pergamon Altar Hnapel Berlin 2011
Hnapel [CC BY-SA 4.0 (https://creativecommons.org/licenses/by-sa/4.0)], from Wikimedia Commons
Orpheus Mosaic from the dining room of a Roman private house at Miletus, first half of 2nd century A.D., Pergamon Museum.
Carole Raddato from FRANKFURT, Germany [CC BY-SA 2.0 (https://creativecommons.org/licenses/by-sa/2.0)], via Wikimedia Commons
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder