Taşkınbilgist: 29 Nisan 2020'de Dünya'ya Asteroit Çarpma Olasılığı Nedir?

12 Nisan 2020 Pazar

29 Nisan 2020'de Dünya'ya Asteroit Çarpma Olasılığı Nedir?
















Dünyamıza doğru saatte 31.320 km hızla yaklaşan potansiyel tehlikeli büyük bir asteroit var… Tabi bu durum felaket senaristlerini harekete geçirdi…Dünyanın ve medeniyetin sonunun geldiği şeklinde haberler yapılmaya başlandı. Peki, gerçekten haklı olabilirler mi? Bu asteroit dünyanın sonunu getirebilir mi? Dünyamız ciddi bir tehlike altında mı? 

Konuyu youtube kanalımdan izleyebilirsiniz.



Öncelikle bilmemiz gereken Güneş sistemimizde milyonlarca asteroid var.. Asteroid demişken birkaç tanım yapmamız bundan sonra bahsedeceğimiz kavramların daha iyi anlaşılmasını sağlayabilir. 4.6 milyar yıl önce Güneş sistemimizin oluştuğu toz ve gaz bulutundan kalma, kayaç ve metal parçaları uzaya dağıldı. Bu parçalar zamanla Mars ve Jüpiter arasında kendilerine bir kuşak oluşturdular. İşte bu kuşakta belli bir yörüngede dolanan, çeşitli büyüklük ve şekildeki kaya ve metal parçalarına asteroit diyoruz… Asteroitler, gezegenlerden küçük olmalarına karşın yüzlerce km genişlikte olabilirler… 


Asteroitler gibi gök cisimlerinden kopmuş küçük kaya parçaları ise, göktaşı olarak bilinir. Bu göktaşları, bazen Dünyamızın atmosferine girer. İşte, atmosferimize giren bu göktaşlarına meteor denir. Büyük oranda kum tanesiyle çakıl taşı boyutlarında olan bu meteorlar, atmosfere girdiklerinde sürtünmeden dolayı alev alarak yanar. Bu gece olursa insanlar aaa bakın yıldız kayıyor diye dilek tutarlar. Halbuki bu, bir meteorun yanmasından başka bir şey değildir…Atmosferimize giren göktaşlarının hepsi yanarak yok olmaz… Bazen yeryüzüne ulaşırlar.. Yeryüzüne ulaşan bu göktaşlarına da meteorit adı verilir.. 15 Şubat 2013 tarihinde Rusyaya düşen bir meteoriti örnek olarak verebiliriz. 20 metrelik bir çapa sahip olduğu düşünülen bu meteorit, yeryüzüne çok az bir mesafe kala alev topuna dönerek parçalandı. Bu meteoritin ortaya çıkardığı enerji 30 nükleer silahın gücüne eşitti. Bu olayda 6 farklı şehirde binlerce evin camları kırıldı ve 1500 kişi de yaralandı… Buradan da anlayacağımız üzere dünyamız her zaman gökcisimlerinin tehdidi altında…. 


Şimdi tekrar asteroidimize geri dönelim.. Nasa, 1980lerden beridir, sürekli olarak gezegenimiz için potansiyel tehdit oluşturan asteroitler ve göktaşları için gökyüzünü izliyor. Bu asteroitler ve göktaşları keşfedildiğinde, dünyaya ne zaman ve ne kadar yaklaşacakları, ne kadar hızda hareket ettikleri, ne kadar büyük oldukları hesaplanıyor. Tüm bu veriler, Yakın Dünya Nesne Araştırmaları Merkezi web sitesinde herkese açık olarak paylaşılıyor.. Şimdiye kadar, Dünyanın kozmik alanına yakınlaştığı düşünülen 25 bin asterotin yaklaşık üçte biri tespit edilmiş durumda.. 1998 yılında keşfedilen ve adını da keşfedildği yıldan alan 1998 OR2 asteroidi, 29 Nisan 2020’de dünyaya oldukça yaklaşacak. Yapılan incelemeler, bu asteroitin 1.8 ile 4.1 km genişliğinde olduğunu gösterdi. Ancak korkmamıza gerek yok.. Bu asteroit dünyamızın 6.3 milyon km uzağından geçerek yoluna devam edicek… Bu uzaklığı şu şekilde de ifade edebiliriz. Dünyamız ile dünyamızın uydusu ay arasındaki mesafenin tam 16 katı bir mesafeden geçecek… 


Dünyamız için bir tehlike içermiyorsa, nasa neden bu asteroidi, potansiyel tehlikeli olarak sınıflandırdı. Bunun nedeni, kurumun sınıflandırma kriterleridir. Nasa, eğer bir asteroidin yörüngesinin, dünyanın yörüngesine olan uzaklığı 7.5 milyon kmden yakın olursa bunu potansiyel tehlikeli olarak sınıflandırıyor… Tabi 1998 OR2 bizim yakınımızdan 31.320 km hızla geçip gidince tekrar görüşmeyecek değiliz. Aynı asteroit 2031, yılında tekrar yakınımızdan geçecek.. Ama bu kez biraz daha uzaktan geçecek.. Sonra bir daha ve bir daha… 



29 Nisan 2020 Türkiye saati ile sabah 8.00 de en yakın konumdan geçecek olan 1998 OR2, dünyamız için bir tehlike oluşturmasa da dünyamıza bir gökcisminin çarpma olasılığı her zaman var. Daha önce vidyolarımda da değindiğim. Günümüzden 65 milyon yıl önce gezegenimize bir meteorit düştü. 1991 yılında jeologlar, bu meteroitin Meksika’nın Yucatan Yarımadasına düştüğünü keşfettiler. 10 km çapında olduğu düşünülen bu bu meteoritin çarpması sırasında 100 trilyon ton TNT ya da Hiroşima’ya atılan atom bombasının 7 milyar katı güçte bir patlamaya neden olduğu tahmin ediliyor. Çarpma etkisiyle oluşan şok dalgaları tüm yeryüzünde şiddetli depremler olarak hissedildi, Meksika körfezinde 100 ile 300 metre yükseklikte tsunami dalgaları oluştu. Gezegen üzerinde çarpmayla oluşan kaos nedeniyle gökyüzü toz bulutlarıyla kaplanarak güneş ışığı engellendi. Dünyadaki bitki ve hayvan türlerinin dörtte üçünden fazlası yok oldu.. Gezegenimiz binlerce yıl sürecek soğuk ve karanlık bir döneme girdi. Fosil kalıntıları üzerinde yapılan incelemeler, rakundan daha büyük olan canlıların ortadan kalktığını, ancak küçük canlıların hayatta kalabildiğini ortaya çıkardı. Bu olaydan binlerce yıl sonra ekosistemler tekrar canlanmaya başladı. Dinozorlar gibi hakim bir gücün ortadan kalması, yeni canlı türlerinin gelişmesini sağladı. Özellikle memeli canlılar yaygınlaştı.. yani eğer 65 milyon yıl önce o meteorit gezegenimize düşmeseydi, belki canlılık süreci farklı bir şekilde devam edebilir ve insan ortaya çıkmayabilirdi… 


Peki, bir gün herhangi bir asteroit yönünü direkt dünyaya çevirirse ne olacak? Dünya böyle bir tehdide hazır mı? Evet, atmosferimiz bizi uzaydan gelen tehlikelere karşı koruyan bir kalkan ama 65 milyon yıl önce dinozorların olduğu gibi insanların da böyle bir çarpmadan sağ çıkması mümkün değil. O halde böyle bir olasılık olduğunda ne yapacağız? Uzmanlar, böyle bir durumda insanlığın müdahale etme süresinin bile olmayabileceğini söylüyor. Onlara göre, tam da bu yüzden böyle bir riskin ortadan kaldırılması için, uzaya tek görevi dünyamıza çarpması muhtemel asteroitleri izleyecek bir aracın gönderilmesini öneriyor. Nasa bu konuda Asteroit Yönlendirmesi Projesi üzerinde çalışıyor ve önümüzdeki yıllarda bu konuda tecrübe edinme amaçlı çalışmalara başlayacak.. Uzaya gönderilecek 3 kollu bir robot uzay aracı, uzayda bir kaya parçasını yakalayıp onu ay yörüngesine taşıyacak. Bu şekilde tecrübe kazanılacak. Bir sonraki adım ise asteroidler üzerinde uzay araçları indirilip, onların yörüngeleri değiştirilecek.. Uzayda yer çekimi olmadığından bunun için fazla enerji harcanmayacak… 


Görüldüğü gibi insanlığın yaşamını tehdit eden birçok durumla karşı karşıyayız. Tüm bu tehditlere karşı ise tek güvencemiz var… o da bilim…

1 yorum: