Taşkınbilgist: İklim Değişikliğinin Türkiye'ye Etkisi

11 Eylül 2020 Cuma

İklim Değişikliğinin Türkiye'ye Etkisi

 



Gezegenimiz yaklaşık 4.5 milyar yıldır varlığını sürdürüyor. Hem biz insanlara hem de diğer canlılara ev sahipliği yapan gezegenimiz, son yıllarda alarm veriyor. Küresel düzeyde sıcaklıklar artıyor, buzullar eriyor, deniz seviyeleri yükseliyor, yağmur ormanları azalıyor, beklenmedik hava olayları yaşanıyor ve bunların sonucunda da dünya üzerindeki canlı türleri yok oluyor. 


Daha önce küresel ısınma ile ilgili bilimsel verileri derlediğim bir video yayınlamıştım. Bugün ise küresel ısınmanın Türkiye'ye etkileri üzerine konuşmak istiyorum. Buna geçmeden önce kısaca küresel ısınmanın ne anlama geldiğinden bahsetmek istiyorum. Gezegenimizde yaşamın olabilmesi için sıcaklığın belirli bir seviyede kalması gerekiyor. Bu sıcaklığın dengede kalmasını sera gazlarına borçluyuz. Karbondioksit, metan, diazotmonoksit, su buharı gibi doğal sera gazları dünyamızın sıcaklığının yaşanabilir seviyede kalmasını sağlıyor. Ancak 18. yüzyılın ortalarından itibaren yani sanayi devrimiyle birlikte bu gazların atmosferdeki oranında önemli artış yaşandı. Bu artış ise Güneş'ten gezegenimize gelen ışınların atmosfere geri yansımasını engellemekte ve gezegenimizin yüzeyinin gereğinden fazla ısınmasına neden olmaktadır. Bu küresel ısı artışı sonucunda da dünya üzerinde iklimler değişmektedir. 

Konuyu Youtube kanalımdan da izleyebilirsiniz.
 



Aslında Dünyamız 4.5 milyar yıllık tarihinde birçok defa ısınma ve soğuma dönemleri geçirdi. Yani küresel ısınma ve iklimlerin değişmesi gezegenimiz için yeni olan bir şey değil. Fakat burada şöyle bir sorun var. Daha önce binlerce yılda gerçekleşen değişimler, artık çok daha kısa sürede oluyor. Böyle olduğunda da canlı türleri bu hızlı değişime ayak uyduramıyor ve yok olma tehlikesiyle karşı karşıya kalıyor. Küresel ısınmaya en fazla %50 ile karbondioksit, %22 ile kloroflorokarbon ve %13 ile de metan neden olmaktadır. 


Şimdi Ülkemiz açısından bu olaya bakalım. Yapılan bilimsel çalışmalar küresel ısınmadan en çok etkilenecek ülkelerden birinin de Türkiye olacağını gösteriyor. Bunun nedeni ülkemizin karmaşık bir iklim yapısına sahip olması. Ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrili olduğundan, farklı bölgeler iklim değişikliğinden haliyle farklı şekilde etkileniyor ve etkilenmeye de devam edecek. Birkaç açıdan küresel iklim değişikliğinin ülkemiz üzerindeki etkilerine bakalım. 

1-KURAKLIK 

Küresel ısınma nedeniyle ülkemizin yaşayacağı en önemli felaket kuraklık. Ülkemizin büyük kısmı yarı kurak bir iklim altında olduğundan, küresel ısınmadan en fazla etkilenecek ülkelerin başında geliyoruz. Bunun temel nedeni ülkemizin hemen güneyinde bir çöl kuşağının olmasıdır. Bu çöl kuşağı, 1 ile 3,5 derece arası bir ısınmayla birlikte 150 - 550 km kuzeye doğru ilerleyecek. Bu durum ise Türkiye'nin 100 yıl içinde Kuzey Afrika gibi çölleşmesine neden olacağını gösteriyor. 


Orman Genel Müdürlüğünün 2016 -2017 yıllarından hazırladığı Türkiye Çölleşme Modeli'ne göre; Türkiye arazisinin %12.7'si zayıf, %53.2 si orta ve %25.5'i yüksek risk grubunda yer alıyor. Özellikle Akdeniz, Ege, İç Anadolu ve Güneydoğu Anadolu Bölgeleri çölleşme tehdidi altında. Çok uzak değil 2030 yılların sonlarına doğru ülkemizde ortalama sıcaklıklar hızlı bir şekilde artacak. Yaz aylarında ülkemizin batısında 5 - 6 derece, Doğu ve Güneydoğu'da 3- 4 derece artma görülecek. Kış aylarında da 2- 3 derecelik sıcaklık artışı olacak ve bu durum kar yağışını sadece Doğu Anadolu'nun kuzeyi ile doğu karadenizde görebileceğimiz anlamına geliyor. Güney bölgelerimizde yağışlar %30 azalırken, Karadeniz bölgesinde %10 -20'lik artış olacak. Bu durumda artık karadeniz de sel felaketlerini sıklıkla göreceğimiz anlamına geliyor. 


2. SU KAYNAKLARI 

Su kaynakları açısından değerlendirelim. Sanılanın aksine ülkemiz su kaynakları açısından zengin bir ülke değil. Sınırlı tatlı su kaynaklarına sahibiz. Küresel ısınma ile artan sıcaklıklar beraberinde bu su kaynaklarımızın da ciddi derecede azalmasına neden oluyor. Bu durum suya olan istemi artıracak. İçme suyu açısından bakıldığında özellikle kurak ve yarı kurak alanlarda bulunan kentlerde önemli sorunlar yaşanacak. Çünkü nüfus artacak, endüstri gelişecek ve suya olan ihtiyaç artacak. Tüm bunlar su için çatışmalara giden yolu açacak. Özellikle kar yağısı ve yağmurların azalması yer altı su seviyelerinin düşmesine, bundan dolayı da birçok akarsu ve gölün kurumasına neden olmaktadır. Ülkemizde son 50 yıllık süreç değerlendirildiğinde ülkemizde birçok akar suyun ve gölün kuruduğu görülür. 


3. TARIM 

Su kaynaklarının azalması beraberinde bir dizi felaketi de getiriyor. Ülkemizin kalkınması ve geçimini sağlaması için son derece önemli olan tarıma büyük darbe vuracak Özellikle topraktaki nem oranın düşmesi, zaten az olan ekilebilen topraklarımızın oranını daha da azaltacaktır. Özellikle sulu tarım yapılan yörelerde örneğin Çukurova'da ürünlerden elde edilen verim neredeyse yarı yarıya azalabilir. Bu şekilde birçok tarım ürününün üretim sahası ve ekim dikim zamanları değişecek. Tüm bunlar beraber değerlendirildiğinde ülkemizi büyük bir açlık ve kuraklık tehdidi bekliyor diyebiliriz. 


4. BİTKİ ÖRTÜSÜ 

İklim değişikliğinden ormanlarımız da oldukça derinden etkilenecek. Zaten ülkemizde tarım, kentleşme, turizm gibi sebeplerden dolayı ormanlarımız yok ediliyor. İklim değişikliği sonucunda bölge iklimleri de değişeceğinden ormanların da değişeceği kaçınılmaz bir son. 


Ekolojik sistemler değiştiğinde oradaki fauna ve flora da değişecektir. Bitki ve hayvan türleri ya yeni iklim koşullarına uyum sağlayacaklar, ya yer değiştirecekler ya da yok olacaklar. Bu durum biyoçeşitlilik anlamında bir azalışı beraberinde getirecek. İstenmeyen haşere türlerinde bir artış olacak.


5. DENİZ SEVİYELERİNİN YÜKSELMESİ 

Ortalama sıcaklıkların artışı beraberinde buzulların erimesine yol açacak. Buzulların erimesi de deniz seviyelerinin artmasına neden olacak. Ülkemiz açısından bakıldığında 2030'lu yıllarda denizlerimizin seviyesinde 30 cm, 2050 - 2100 arasında ise 50 cmlik bir yükselme olması bekleniyor. Bu durumdan öncelikle kıyı kesimler etkilenecek. Bazı kıyı şeridi ve deltalardaki tarım alanları, plajlar ve yat limanları kullanılamaz hale gelebilir. 


Öncelikle şunu bilmemiz gerekiyor: iklim değişikliğini durdurma imkanımız yok. Bizim yapabileceğimiz; iklim değişikliğinin etkilerini hafifletmek ve sonuçlarına da uyum sağlamaktır. İklim değişikliğinin etkileri hafifletmek için yapacağımız girişimler, bu sürecin yavaşlamasına katkı sağlayabilir. 

Her yıl en azından bir ağaç dikebiliriz. Bir ağaç ömrü boyunca yaklaşık 1 ton karbondioksit emdiği biliniyor. 

Eğer aracınız varsa lastiklerini sıklıkla kontrol edin. Düzgün şişirilmiş lastiklerle litre başına aldığınız yol %3 artacak. 1 litrelik yakıt tasarrufu demek 10 kg karbondioksitin atmosferden uzaklaşması demektir. 

Evlerinizde enerji dostu ampuller kullanın . Bu ampulleri belirli aralıklarla kuru bezle temizleyin. Kirli ampuller %25 daha fazla enerji harcar. 

Su kullanımında tasarrufu elden bırakmayın. Dİşlerinizi fırçalarken, tıraş olurken musluğun boşa akmasına izin vermeyin. Çamaşır ve bulaşık makinelerini dolmadan çalıştırmayın. 

Çamaşırlarınız kurutma makineleri yerine çamaşır ipinde kurutun. 
Elektronik cihazlarınızı bekleme modunda bırakmayın fişlerini çekin. Bekleme modunda da elektirik harcamaya devam ederler. 

Sizler de küresel ısınma ve iklim değişikliğine karşın neler yapabileceğimize dair önerilerinizi yorum olarak bırakabilirsiniz.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder