Taşkınbilgist: Atina Okulu Tablosu

24 Ocak 2018 Çarşamba

Atina Okulu Tablosu


Atina okulu freski neredeyse hepimiz için tanıdık gelen bir görüntü içeriyor değil mi? Lisedeki felsefe kitaplarımızda bu freskten alınmış bir resim istisnasız gözümüze ilişmiştir. Ellerinde kitap olan iki figürden biri gökyüzünü gösterirken diğeri de avuç içini aşağıya çevirmiş ve yeryüzünü göstermektedir. Ne var ki bu görüntü sadece bu iki figür ile sınırlı değil. Bize sunulanın ötesine geçerek görüntünün tamamına ulaşacağız ve onu daha yakından inceleyeceğiz. Hadi başlayalım.


Atina Okulu aslında bir tablo ya da bir resim değil öncelikle. Vatikan'da Papaların imza odası olan "Stanza Della Segnatura"nın bir duvarını kaplayan bir fresk. Dönemin Papa'sı II. Julius, Vatikan Kütüphanesi'nin duvarına değişik bir fresk yapılmasını ister. Bu iş için genç Rafael'i (Raffaello) görevlendirir. Rafael, 1509 - 1511 yılları arasında İtalyan Rönesansı'nın ruhunu en somut haliyle yansıtan bu freski yapar. Resimde Rönesans'ın temel aldığı değişik zaman ve mekanlara ait ünlü düşünür ve filozoflardan oluşan tam 59 figür yer almaktadır. Ancak bu figürler rastgele yerleştirilmemiştir. Sol kısımda müzik ve matematikle ilgilenenler, sağ tarafta geometri ve astronomi ile ilgilenenler yerleştirilirken orta kısımda ise üst seviye bilgi üzerine çalışan bilim adamları ile filozoflar yerleştirilmiştir.


Fresk içinde, sessizliğin ve mutluluğun hakim olduğu bir havanın olduğu sizin de dikkatinizden kaçmamıştır sanırım. Genel görünüm içinde huzur veren bir ortam ve yalınlık var. Dikkatten kaçmaması gereken bir nokta da figürlerden birkaçı dışında figürlerin birbirleriyle iletişim halinde olması. Yalnız başlarına kalanlar da Diyojen ve Herakleitos. Birazdan daha detaylı değineceğim.

Mimariyi ele aldığımızda Klasik Yunan ve Roma mimarilerinin birlikte uyum içinde olduğunu söyleyebiliriz. Ana merkezdeki iki figürün arkasındaki kolonların her iki yakasındaki heykeller eminim dikkatinizi çekmiştir. Elbette bunlar sıradan heykeller değil. Resimde sağda yer alan güneş, müzik ve şiir tanrısı Apollo, soldaki ise savaş ve bilgelik tanrıçası Athena. Kalabalığın arkasından ilerlediğinizde ise koridordan açıklığa ulaşılmaktadır. Burada maddi olan dünyadan önce manevi dünyaya oradan da sonsuzluğa ulaşma temsil edilmiş.

 Bu arada şu bilgiyi de araya sıkıştırmakta fayda var. Rafael, figürlerin isimlerini yazmamıştır. Kıyafetlerinden ve hareketlerinden çıkarımlar yapmak durumundayız. Ve figürlerin siluetleri dönemin önemli simaları şeklinde tasvir edilmiştir.  Artık resmin merkezinde yer alan iki figürle başlayalım. 


Resmin merkezine freskin ismini aldığı felsefeyi temsil eden Atina Okulu alınmış. Bu okulun iki temel direği Platon ve Aritoteles de ortada yer almaktadır. Yaşlı görünümlü, çıplak ayaklı olan Platon, öğrencisi Aristoteles ise Platon'dan biraz önde ve iyi giyimli olarak resmedilmiş. Platon elinde onun felsefesini içeren temel kitabı olan Timaeus'u tutarken, Aristoteles ise elinde meşhur Ethica'sını tutmaktadır. Ellerindeki kitaplar bu iki adamın birbirine zıt olan felsefelerini yansıtıyor. Platon daha çok görünemeyen, uhrevi olan ve teorik olanla ilgileniyor. İdealist felsefinin baş karakterlerinden biri ve kendi oluşturduğu idealar dünyasıyla bu dünyanın bir yansımadan ibaret olduğunu ve gördüklerimizin gerçeklikten uzak birer sanıdan ibaret olduğunu savunuyor. Bu yüzden parmağıyla gökyüzünü yani idealar dünyasını işaret ediyor.  Diğer tarafta ise Aristoteles dikkatini görünen, dünyevi ve gerçek olana veriyor. Hocasına "Hayır, yanılıyorsun. Asıl burada olanla ilgilenelim. Dünyada görebildiğimiz ve gözlemleyebildiğimizle ilgilenelim" diyerek avuç içiyle bu dünyaya, yeryüzüne dikkati çekiyor. Bu ayrım o kadar iyi işlenmiş ki figürlerin kıyafetlerinden bile bunu anlayabilmekteyiz. Platon kırmızı ve mor kıyafetler içinde. Mor, göğü temsil ederken kırmızı da ateşi temsil eder ve ikisinin de ağırlığı yoktur. Diğer taraftan Aristoteles mavi ve kahverengi kıyafetler içindedir. Mavi renk suyu, kahverengi de toprağı yani yeryüzünü temsil eder ve ikisinin de ağırlığı vardır. Hatta resimdeki figürler bu iki ana figüre göre ayrılmışlardır. İdeal olan nedir? sorusunun peşinden gidenler Platon tarafında resmedilirken, maddi olanlarla ilgilenenler ise Aristo tarafında yer almaktadır. Aslında daha çok söylenebilecek şey var ama kısaca diğer bazı önemli figürlere de değinelim.

Platon tarafında yeşil içinde görülen bilgin, hocası Sokrates'tir. Parmaklarıyla sayarak söylediklerini ispatlamaya çalışıyor gibi görünüyor. Burada Sokrates'in insanlara soru sorarak ve cevap alarak onlarda farkındalık oluşturduğu "Sokratik Yöntem" anlatılmış. Bu yöntemle Sokrates, çok şey bildiğini sanan birine aslında hiçbir şey bilmediğini, hiçbir şey bilmediğini söyleyen birine de aslında çok şey bildiğini göstermektedir.


 
Merdivenlerde uzanmış yatmakta olan figürümüz bizim topraklarımızdan birisi, hani şu elinde fenerle Atina sokaklarında adam arayan ya da "Dile benden ne dilersen" diyen Büyük İskender'e "Gölge etme başka ihsan istemem" diyebilen Sinoplu Diyojen. Yanında bakır tasıyla sallım saçak dünyadan umarsız bir şekilde elindeki notlara bakmakta. Uygarlığın dayattığı kurallara ve araçlara bağımlılığı reddederek insanın en azla yetinerek de mutlu olabileceğini göstermeye çalışmıştır. Gerçek mutluluğun parayla, itibarla, mevkile ya da maddi şeylerle elde edilemeyeceğini, asıl mutluluğun özgürlük olduğunu anlatmak istemiştir. 



Diyojen'nin önünde mermere yaslanmış yere bakan kişi resme daha sonra ilave edilmiş ve Michelangelo şeklinde tasvir edilmiş olan Herakleitos'tur. "Ağlayan filozof" olarak da bilinir. Her şeyin akmakta olduğunu ve değişimin esas olduğunu söyler. Kozmosu, karşıtların savaşından oluşan bir harmonia yani uyum olarak tanımlar.


 

Herakleitos'un hemen yanı başında ise diz çökmüş elinde tuttuğu deftere önündeki çocuğun elindeki levhadan notlar geçirmekle meşgul durumda Pisagor var. Onun yan tarafında Pisagor'dan kopya çekmekte olan bir öğrenci misali görüntüde olan kişi ise Anaximander. Üsten Pisagor'a doğru kafayı uzatmış esmer ve bıyıklı kişi ise İbni Rüşt'ten (Averroes) başkası değil. Pisagor'un grubunda az ilerde bize doğru dönük olan ve beyazlar içindeki, freskteki tek kadın figür ise İskenderiye'de felsefe, matematik ve astronomi alanında üst noktalara gelmiş olan ve dönemin bilim düşmanlarınca taşlanarak öldürülen Hypathia. Önündeki ise "varlık vardır, yokluk yoktur" diyen Parmenides. 
Pisagor'un grubunun karşısında ise Öklid eğilmiş ve kağıt üzerinde geometri anlatmakta. Ona sırtı dönük olan coğrafyacı Batlamyus. Elinde yerküreyi tutmakta. Karşısında ise Zerdüşt. Elinde gökyüzünü temsil eden bir küre ile astronomiye atıf yapıyor. Aralarında ise sadece kafası görünen ve bize bakan biri var. Bu da ressamımız Rafael'den başkası değil. 

Bu fresk üzerine söylenebilecek daha çok şey var. Ancak şimdilik bu kadar diyelim. 

Düşünmenin zamanı ve mekanı yoktur. Son olarak birazcık felsefe herkese iyi gelir…


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder