Taşkınbilgist: Mandela Etkisi nedir?

26 Ocak 2018 Cuma

Mandela Etkisi nedir?



Günlük hayatta sizin de gerçek sandığınız bazı şeylerin aslında sandığınız gibi olmadığını fark ettiğiniz zamanlar oldu mu? Evet, ne var ki bunda dediğinizi duyar gibiyim… Bu durum sadece basit bir yanılsamadan fazlası olabilir. Nasıl yani mi diyorsunuz? Eğer öyleyse yeni bir kavramla tanışmanızın vakti gelmiş demektir.


Kavramımız "Mandela Etkisi". Nedir bu etki? Geçmişte yaşanan bir olayı, durumu veya gördüğünüz bir resmi, logoyu ya da duyduğunuz bir diyaloğu yanlış hatırlama durumudur. Kısaca hafızamızda kalmış ve öyle olduğuna emin olduğumuz şeylerin aslında hiç olmamış olmasıdır. "Eee ne var bunda" diyebilirsiniz. İlginç olan sadece sizin değil sizinle birlikte önemli bir kitlenin de olayı ya da durumu sizin gibi yanlış hatırlıyor olması.

2010 yılında bir blogger olan Fiona Broome tarafından ortaya atılan bir gerçeklik yanılsamasını anlatıyor "Mandela Etkisi". Fiona Broome, birçok insanın Nelson Mandela'nın 1980'lerde hapishanede öldüğüne inandığını fark eder. Hatta bu insanlar bu olayla ilgili haber yayınlarını ve o zamanlarda bunun hakkında yaptıkları konuşmaları bile hatırlıyorlardır. Ancak 1980'lerde öldüğü varsayılan Mandela'nın 2013 yılında ölmesi pek çok insan üzerinde şok etkisi yaratmıştır. Pek çok insan "Ya Mandela, 80'lerde ölmemiş miydi?" cümlesini kurmak durumunda kalmıştır.

"Mandela Etkisi" bu kadarla da sınırlı değil. Bu etkiye birçok örnek var. En çok bilinenlerden birkaç örnek verelim.

Çoğumuz Monopoly oynamışızdır. Oyunun maskotu olan amcanın tek gözündeki gözlüğü hatırladınız mı? Hah, evet. İşte o tek gözlük aslında yokmuş. 


Pikachu'yu kim bilmez ki? Yakaladım seni Pikachu diye espriler bile yaparız. İşte o Pikachu'nun kuyruğundaki siyahlık var ya aslında hiçbir zaman var olmamış. Biz uydurmuşuz. 


Volkwagen logosunda V ve W harfleri sanılanın aksine asla birleşik olmamış ama ne hikmetse pek çok kişi bunun aksinde ısrar ediyor. 


Çocukluğumuzun en önemli çizgi karakterlerinden biri olan Mickey Mouse'nin pantolunun askılığı olduğundan çoğumuz neredeyse eminizdir. Ama maalesef ki o askılık hiçbir zaman olmamış. 


Temel Reis ile ilgili de var. Çoğumuz Temel Reis'in tek kolundaki dövmeyi hatırlarız ama iki kolunda da dövme varmış. 


We are the champions ..of the world diye biten şarkıyı sporla ilgilenen hemen hemen herkes duymuştur. Ancak sorun şu ki, şarkı "we are the champions.." olarak biter ve sonunda "…of the world" diye bir bölüm asla olmamıştır. 


Tolga Abi ile Hugo'yu 90'lı çocuklar çok iyi bilirler. Çoğu çocuk da Adanalı bir çocuğun programa bağlanıp Tolga Abiye küfür ettiğinden emindir. Bu durumla ilgili Tolga Abi defalarca "böyle bir olay olmadı. Olduysa kanıtlayın araba alacağım ona" demesine rağmen gene de böyle bir olayın yaşandığı düşünülür. Ancak herhangi bir video ya da kayıt bulunamamıştır. 


"Sketchers" adında bir ayakkabı markası yok. Nasıl ya? Durun panik yapmayın. "Skechers" doğrusu. 


Mono Lisa'yı nasıl bilirsiniz? Gülümser şekilde bize bakar diyebilirsiniz. Ancak Mona Lisa duygusuz bir bakışa sahiptir. Tebessüm etmez. 


Volvo'nun logosunda da bir ok varmış. 


"Kuzuların Sessizliği" filmindeki bilinen en meşhur sahnedeki "Hello, Clarice" söylemi var ya o da yokmuş. 


Bazıları Amerika'daki Katrina Kasırgası'nı Ağustos 2005 olarak hatırlarken, bazıları ise Katrina'nın Nisan 2005'te gerçekleştiğini hatırlıyorlarmış. 


Bazı insanlar Matin Luther'in tüfekle vurulduğunu anımsarken, bazıları da yakından tabanca ile vurulduğunu anlatmaktalarmış. Ancak Luther, otelinin balkonundayken bir keskin nişancının suikastine kurban gitmişti. 

Bu örnekler daha çoğaltılabilmektedir. Tabii ki bazılarını zaten biliyordunuz. Ama gene de şaşırdıklarınız olmuş olabilir. Peki bu olayın kaynağı ne? Neden biz olmamış şeyleri varmış gibi hatırlıyoruz? Dahası neden aynı anda birçok kişi tarafından böyle bir yanılgıya düşülüyor? 


Bu durumla ilgili "paralel evren" ve "zamanda yolculuk" gibi ayağı yere basmayan teoriler ortaya atılmış olsa da birer iddia olmaktan ileri gidememişlerdir. 

Mandela etkisinin bende uyandırdıklarını paylaşmak istiyorum. Biz insanlar dış dünyadaki bilgileri duyu organlarımız yoluyla algılayıp beynimizde işleyip, anlamlandırıp hafızamıza kaydediyoruz. İşte ne oluyorsa tam da bu noktada, işleme ve anlamlandırma sırasında oluyor. Zihnimiz sanki eksiklikleri tamamlıyor, boşlukları dolduruyor. Eğitim ve psikoloji ile yakından ilgili olanlarınız hemen "Ya bu şey değil miydi?" demeye başladı bile. Evet, Gestalt Kuramının "pragnanz yasası"nı anımsattı değil mi? Beyin duyu yoluyla kendisine gelen uyarımları Pragnanz yasasına göre aktif olarak işleyip tam ve anlamlı hale getirir. Örneğin yukarıdaki siyah ve beyaz şekilleri ayrı algılamak yerine bir bütün olarak yani zebra olarak algılamamız bundandır. Oysa bir zebra resmi yoktur. Sadece siyah şekiller vardır. Muhtemeldir ki Mandela etkisi de beynimizin pragnanz yasasına göre eksiklikleri tamamlaması ve boşlukları doldurması ile oluşan bir durumdur. 

1 yorum: